Kış aylarının sona ermesi ve bahar aylarının yaklaşmasıyla pazar tezgahlarındaki renkler çeşitlendi. Kış aylarında tüketilen karnabahar, pırasa, brokoli gibi sebzeler ve narenciye gibi meyvelerin yanı sıra çilek, üzüm ve erik gibi meyveler de pazar tezgahlarında yavaş yavaş yerlerini almaya başladı ancak tüketicinin eli yine boş kaldı. Bir hafta arayla 50 TL zamlanıp kilosu 200 liraya satılan çilek fiyatları, tüketiciye gıda üretiminin ve enflasyonun yaşattığı yoksunluğu bir kez daha hatırlattı.
Üretimi bırakıyorlar
Ürünlerini pazara getirme maliyetlerinin yükselmesi nedeniyle gıda firmalarına veya aracılık yapan toptancılara satmak zorunda kalan üreticiler, yavaş yavaş üretimden koparken, vatandaş ise artan maliyetlerin yansıtıldığı sebze ve meyveleri almakta zorlanıyor. Kilosu 100 TL olan mantardan, kilosu 80 TL olan kabağa, demeti 50-60 TL’lere çıkan yeşilliklerden, kilosu 80 ile100 TL olan narenciyelere kadar tüm ürünlerdeki fahiş zamlar, tüketicinin gıdaya ulaşımını engelliyor. Uzmanlar ise bozulan tarım sisteminde kazananın sadece aracı firmalar olduğunu kaydederken, ne üreticinin ekonomik olarak ne de tüketicinin sağlıklı gıdaya ulaşımı kapsamında kazanç elde edemediğini söyledi.
‘Üretici pazara gelmiyor’
Sebze ve meyve üreticisinin artan maliyetler nedeniyle ürünlerini kendisinin pazara getiremediğini vurgulayan Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Genel Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu, “Üreticiler, zar zor ürettikleri sağlıklı sebze ve meyvelerini artan maliyetler nedeniyle kendisi pazara getiremiyor. Pazarda ürün satanların çoğu üretici değil. Aracı firmalar ve toptancılar ürünleri üreticiden alıp, karlarını koyup pazarlarda satıyorlar. Bu da hem tüketicinin ucuz ve sağlıklı ürüne ulaşımını kısıtlarken, üreticinin ise çok daha düşük fiyatlara ürünlerini elden çıkarmak zorunda kalmasına neden oluyor” dedi.
‘Her adımda fiyat artıyor’
Fiyatı 200 TL’den alıcıya sunulan çilek gibi bahar meyvelerinin serada üretildiğini belirten Çobanoğlu, “Bu ürünlerin hepsi gıda firmaları tarafından serada üretiliyor. Ardından da aracılarla pazarlara gönderiliyor. Serada üretildikleri için zaten ilaçlı olmalarının yanı sıra, birçok el değiştirerek pazara ulaştıkları için her adımda bir fiyatları artıyor. Sonuç olarak da pazarda 200 TL’den satılabiliyor. Peki yaz ayları geldikçe fiyatlarda azalma olur mu? Eğer üretici kendi ürününü pazara kendisi getirir ve bu sırada oluşan maliyetler için ise kamudan destek görebilirse fiyatlar düşebilir. Gıda ürünleri mevsiminde üretilmeli ve mevsiminde tüketilmelidir. Aksi halde sera üretim olan ve yüksek fiyatlar tüketilmek zorunda kalınır” ifadelerini kullandı. Çobanoğlu, tarım sektöründe ciddi bir reform yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Eğer üretici, üretici pazarlarıyla, pazara giderken ortaya çıkan maliyetlerde ek düzenlemelerle desteklenmez ve arada iş yapan toptancı ile aracı firmalar aradan çekilmez ise, tarımın çöküşüne şahit olacağız” ifadelerini kullandı.
‘İlaçsız ürün almıyorlar’
Geçtiğimiz günlerde sebze ve meyve üreticileriyle bir araya geldiklerini kaydeden Çiftçi-Sen Genel Sekreteri Adnan Çobanoğlu, üreticilerin ürünlerini ilaçsız yetiştirmek istemesine karşın, ürünleri alan aracı firmaların ilaçsız ürün almak istemediklerini söyledi. Çobanoğlu, “Geçtiğimiz gün domates üreticisi bir çiftçimiz, ilaçsız üretim yapmasına karşın ürünlerini sattığı firmaların ilaçsız domates almayacaklarını söylediğini, nedenini sorduğunda ise ‘Raf ömrünün uzun olması için ilaca ihtiyacı var. Ürünler ilaçsızsa alamayız’ dediklerini söyledi. Yani bu firmaların kaygısı vatandaşın sağlıklı ürün yemesi değil, kaygıları kendi karları” diye konuştu.