Okulların işleyişi, öğretmen görevlendirmeleri, öğrenci nakilleri ve diploma düzenlemeleri hakkında değişiklikleri içeren 'Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelikte, merkezi sınav puanıyla öğrenci alan okulların belirlenmesi, mesleki ve teknik eğitim kurumlarına yönelik düzenlemeler, devamsızlıkla ilgili yeni kurallar ve öğretmenlerin görevlerine ilişkin güncellemeler yapıldı. İl ve Bakanlık düzeyinde komisyonlar oluşturularak, bu okulların belirlenmesinde daha şeffaf ve objektif kriterler getirilmesi amaçlandı. Devamsızlık nedeniyle başarısız sayılan ve öğrenim hakkı bulunan öğrencilerin, bir sonraki öğretim yılında bir işletme ile sözleşme imzalamak şartıyla okula devam ettirileceği hükmü getirildi. Protokol değişikliğinden önce okullar, yükseköğretim kurumları, il müdürlükleri, belediyeler, işletmeler, sivil toplum kuruluşları, spor kulüpleri ile diğer resmî ve özel kurum veya kuruluşlarla işbirliği yapabiliyordu. Yönetmelik değişikliğiyle protokollerin il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin bilgisinin ve onayının alınması zorunluluğu getirildi.

Özgür Şen-5

‘Denetimsiz çalışmaya mahkûm’

MEB’in, yaptığı değişikliklerle, eğitimde gerici ve piyasacı uygulamalarını sürdürmeye devam ettiğini belirten Eğitim-İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Özgür Şen, “Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), şu an çocuklarımızı örgün eğitimden uzaklaştırarak, emek sömürüsünün merkezi haline gelmiş durumda. Bu kurumlar, çocuk işçiliğinin önünü açmakta ve çocuklarımızı güvencesiz, denetimsiz bir çalışma düzenine mahkûm ediyor. MESEM'e kayıtlı 15 ila 18 yaş arasındaki çocuklarımız, işletmelerde düşük ücretlerle uzun saatler boyunca çalıştırılıp, bu süreçte hak ettikleri eğitimi alamıyor ve daha da vahimi, hayatlarını kaybediyorlar. Nitekim MESEM kapsamında çalışırken yaşamını yitiren Arda Tonbul, Eren Dağ ve daha birçok çocuğumuzun acısı hâlâ yüreğimizde tazeyken, MEB’in aldığı yeni kararlar bu sömürüyü daha da derinleştiriyor” diye konuştu.

‘Çocuklar sermaye kurbanı’

Son yapılan düzenleme ile devamsızlık yapan öğrencilerin işletmeler ile sözleşme yaparak çalışmaya devam etmelerinin de önünün açıldığını vurgulayan Özgür Şen, “Yönetmelik değişikliğiyle yapılan bir diğer düzenleme ise eğitimdeki piyasacı anlayışı güçlendiriyor. Yeni düzenlemeyle; devamsızlık nedeniyle başarısız sayılan ve öğrenim hakkı bulunan öğrencilerin bir sonraki öğretim yılında bir işletmeyle sözleşme imzalamak şartıyla okula devam ettirileceği hükmü getirildi. Bu değişiklikle; devamsızlıktan başarısız sayılan öğrencilerin örgün eğitimden çıkarılarak; haftanın 4 günü bir işletme ve/veya imalathane de çalışarak öğrenim görecekleri MESEM’de geçirilmesi sağlanacak. Bu karar, eğitimi tamamen geri plana iterek çocuklarımızı sermayenin vicdanına terk etmeye devam eden tehlikeli bir adım” diye konuştu. 

Günde 10 saat mesai

Haftanın en az 4 günü, günde 10 saat gibi uzun mesai süreleriyle bu çocuklarının çalışmak zorunda kalacağını iddia eden Şen, “Düşük ücret karşılığında çalışan bu çocuklarımız ne fiziksel ne de zihinsel olarak sağlıklı bir gelişim süreci geçirebilir. Üstelik bu çalışma düzeni, herhangi bir ciddi denetime tabi olmadığı için çocuklarımız büyük risklerle karşı karşıya kalıyor” ifadelerini kullandı. MEB’in, piyasa odaklı bu yaklaşımını bir an önce terk etmesi gerektiğini aktaran Şen şöyle konuştu: “MESEM’ler ve mesleki eğitimde uyguladığı politikalarla işverenlerin eğitime girmelerini ve öğrencilerin çocuk işçi olarak çalışmalarının önünü açıyor. MESEM’lere ve işletmelere sağladığı desteği derhal geri çekmelidir. Bunun yerine kaynaklar, öğrencilerin hem eğitim hayatlarını sürdürebileceği hem de öğretmenlerinin gözetiminde nitelikli bir meslek edinebileceği meslek liselerine aktarılmalı. Meslek liseleri, öğrencilerin hem akademik hem de mesleki gelişimlerini destekleyerek onların sağlıklı ve güvenli bir şekilde geleceğe hazırlanmasını sağlayacak.”

Kaynak: Filiz Erol