Aydın Valiliği, 2025 yılı için belirlenen Havza Bazlı Su Dağıtım Planlaması kapsamında, Aydın ve Denizli’yi içine alan Büyük Menderes Havzası'ndaki tarım arazilerinin yalnızca yüzde 50'sine haftada 2 defa sulama suyu sağlanacağını açıkladı. Valilik, kalan yüzde 50'lik kısmın ise kuru tarımla değerlendirilmesini istedi. Alınan bu kararın tarım ürünlerinde verimliliği düşüreceğini belirten üreticiler ve ziraat odaları ise bu karara tepki göstererek, bazı ürünlerin kuru tarıma elverişli olmadığını söyledi. Sulama sınırının İzmir’de de üretim verimini azaltacağını kaydeden sektör temsilcileri, çiftçiye yönelik destekleme ve bilinçlendirme çalışmalarının yapılması gerektiğini kaydetti.

“Üretim Kuzey’e kayacak”

Bir süredir susuz tarıma geçiş hakkında çalışmaların yapıldığını bildiklerini ve birkaç yerde de örneklerini gördükleri bu politikanın, desteklerin yetersiz kalması halinde çiftçiyi üretimden uzaklaştıracağını kaydeden Bornova Ziraat Odası Başkanı Cengiz Derici, çiftçinin mutlaka ekonomik olarak desteklenmesi gerektiğini söyledi. Çiftçiler tarafından ürün deseninin değişmesine yönelik dirençler olduğunu vurgulayan Derici, “Çiftçi tarafından, alıştığı tarım üretimiyle ilgili yapılan bu seneki toplantılarda ürün desenindeki değişmeye yönelik bir uyumsuzluk ve endişe var. Örneğin, geçen yıl Menemen’de, senede 3 kez alınan ürün deseninden senede 1 kez alınan ürün desenine geçişler başladı. Ancak umuyoruz ki yağışlarda azalma olmaz ve ürün hasatlarında da ciddi düşüşler yaşanmaz. İlerleyen dönemlerde senede 3 kez alınan ürünler 1’e düşecek, bazı yerlerde de susuz tarıma geçilecek. Dolayısıyla maalesef İzmir de, tarımda desteklemelerin yetersiz kalması halinde üretimin azalacağına yönelik riskleri taşıyan yerlerden biri. Şu an için radikal bir değişiklik yok ancak uyumlu bir geçiş düşünülmekte. Ancak İzmir’in de tarımdaki bu gelişmeler için risk alanları içinde olduğunu unutmamak gerekiyor. Hatta gelecek 30-40 yıl için şöyle bir düşünce var ki; üretim artık Güney’den daha çok Kuzey’e doğru, yani Ankara ve çevresine doğru kayacak. Suyun kuzeye doğru daralmasından dolayı, hem sulamayla ilgili hem de tarım ürünleri yetiştirilmesinde ürün değişikliğine gidileceği söyleniyor” ifadelerini kullandı. 

Cengiz Derici

“Çiftçi işi bırakır”

Ürün yelpazesindeki değişikliklerin ve sulama yöntemlerindeki radikal kararların, devlet tarafından destekleme süreçleri aksatıldığı halde, çiftçiyi topraktan ayıracağını belirten Derici, “İş para kazanmak için yapılır. Vatandaş ürünlerinden senede 2 veya 3 hasat alma durumundan senede 1’e düşerse veya sulu tarım dışına çıkarılma yönünde politikalar dayatılırsa, yaşanacak kazanç eksikliği de desteklemelerle ikame edilmez ise para kazanamayan kimse bu işi sürdüremez” diye konuştu. 

“Üretimde bilinçlendirme önemli”

Çiftçilerin yıllardır alıştığı tarım ürünlerinde ve ekim ile hasat yöntemlerinde yapılacak değişikliklere direnç göstermesinin gayet normal olduğunu vurgulayan Derici, çiftçinin konu ile ilgili iyi şekilde bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi gerektiğini söyledi. Derici, “Susuz tarıma ve ürün yelpazesindeki değişime geçilme sürecinde mutlaka içinde psikologların ve sosyologların da olduğu çok geniş bir kapsamda, üreticileri bilgilendirme yönünde toplantıların yapılması gerekiyor. Aksi halde desteklenmeyen ürünleri eken çiftçi hasadını yapamaz ve zarar edebilir. Çiftçinin bu duruma düşmemesi için bilinçlendirme yönünde çalışmalar ve toplantıların yapılması oldukça önemli” dedi. 

Kaynak: Dilek Çakır Durak