Alışkanlık, bağımlılık
Ferit Reyhan Sümer
Türk insanı alışkanlık ve bağımlılığı aynı kefeye koyarak, konu ile ilgili fikirlerini beyan etseler de, alışkanlık; İnsanın gün içinde belli bir düzende değiştirmeden yaptıkları hareketleri (alışkanlık yapan davranışın farkında bile olmadan, iyi ya da kötü duygu hissetmeden) alışkanlıkları olur. Günlük hayatımızı kısaca müşahede edersek, günlük normal hayatımızdaki hareketlerin, en az yarısını alışkanlıklarımızın oluşturduğunu, bu gün yapmış olduğumuz bir şeyi, dün de yapmış olduğumuzun farkına varırız.
Alışkanlıkları, iyi ve kötü alışkanlık diye sınıflandırma yaparken dikkat etmemiz gereken husus, ailelerimiz tarafından çocukluğumuzdan itibaren öğretilen görgü kurallarını ve alışkanlıkları birbirinden ayırmalıyız.
Lakin toplumun bazı kesimi iyi alışkanlıklar ile görgü kuralları arasındaki farkı ayırt edemeyerek birbiri ile karıştırırlar. İkisi arasındaki temel fark, görgü kuralları kişinin çerçevesine iyi davranışlarını (biri konuşurken sözünü kesmeden dinlemek, büyüklere yer vermek, inançlarına saygı duymak, vs.) sosyal davranışları ifade eder.
İyi alışkanlıklar kişinin zihinsel, ruhsal ve fiziksel sağlığına uygun, hayatı sevmesini, kendine saygılı davranmasını.(Zamanında yatmak, sağlıklı beslenmek, vücudu zinde tutacak faaliyetler, olumlu düşünerek olaylara olumlu yaklaşmak, vs.) ifade eder.
Kötü alışkanlıklar, insani fiziksel, zihinsel ve ruhsal yönden zayıflatarak, toplum içinde saygısını yitirmesine, hayat ve kendisi ile kavgalı olmasına vesile olan olaylar (yalan söyleme, kıskançlık, alay etmek, küfürlü kaba konuşma, hırsızlık, gıybet, kin beslemek, aldatmak, vs.) manzumesidir.
Konu ile ilgili çarpıcı güncel bir örnekte olduğu gibi, sizlerin de son derece şikâyetçi olduğunuz, rahatsızlık duyduğunuz durum, gençlerimizin gün içinde zamanlarının büyük bir bölümünü ellerindeki mobil telefonla hasır neşir, tabiatın değişen güzelliğini, çevresini gözlemlemeden, sosyal ilişkiden yoksun sanal alemde klavye dostluğu ya da kahramanlığı ile geçirmekte olduğundan eminim!.
Bağımlılık; İnsanda ruhsal, fiziksel ya da sosyal sorunlara yol açmasına rağmen, bir maddenin alımına, şans oyunlarına devam edilmesine, her ne kadar uzak durmak, almamak istenilse de, bırakılamaması ve maddeyi alma isteğine karşı konulamamasıdır diye tarif edilebiliriz.
Geleceğimizi emanet edeceğimiz (Biz her şeyi gençliğe bırakacağız... Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.- Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK) gençlerimizi kötü sonuçlanacak olaylardan uzak tutmak, çocuklarımızın ruhsal ve fiziksel olarak hiç bir zararlı maddeye bağımlı olmamalarını sağlamak için ebeveynler olarak üzerimize düşen görevleri en zor şartlarda da hiç sekteye uğratmadan yerine getirmeliyiz.
Ebeveyn olarak evladımızı gözlemlediğimizde, günlük hayatının ve davranışlarının sebepsiz yere değişikliğe uğraması, dikkatini bir konu üzerine toplayamaması, okul hayatının değişmesi, kılığına kıyafetine dikkat etmemesi ve daha bir takım olumsuzluklar, evladımızın uyuşturucu madde kullanmaya başladığını anlamaya yardım edecek ipuçlarından bir kaçıdır.
Gençlerin uyuşturucuya başlamalarının en büyük etkeni *ailedir*. Gelişim yıllarında aile içindeki şiddetli geçimsizlik, annenin ezilmişliği, çaresizliği, acizliği, babanın sevgisiz, vahşi otoritesi, çocuğa sevgiyle, anlayışla yaklaşmak yerine, en ufak bir yanlışında ceza uygulanmasıyla, evde kendine yer bulamayan çocuk, kendine yer bulup kabul ettirmek için evin dışındaki çevrelerde, sevgi ve anlayış aramaya başlar ki, bu da karşımıza sonun başlangıcı olarak ortaya çıkar! Uyuşturucu illetine bulaşmış gençlerin ebeveynleri çok dikkatli davranmalıdırlar, gençleri baskı altında tutup, bir takım olumsuz söylemlerle onları kendilerinden uzaklaştırarak, ileride daha fazla olumsuzlukları başlatacak uyuşturucu madde kullananların veya diğer kötü alışkanlık sahiplerinin kucağına atmamalıdırlar.
Aklımızdan çıkarmamamız gereken önemli konu, uyuşturucu kullanan çocuk ile ebeveyn ne kadar iyi anlaşırsa anlaşsın, mutlaka konusunda uzman bir doktordan yardım almalı ve konu ile ilgili polise haber vererek, olabilecek olumsuzlukların önüne geçmelidirler.
T.C. Devleti’nin kolluk güçleri, devletin her kademesi, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK`ün Biz her şeyi gençliğe bırakacağız... Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir. ifadesindeki Türk gençliğini uyuşturucu illetinden korumak için uyuşturucu basta olmak üzere her türlü kaçakçılara karşı, zehirden arınmış bir toplum için canla başla, dur durak demeden çalışarak, toplumun taktirini kazanırken, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK`ün gençler için söylemiş olduğu veciz sözlerin, Türkiye Cumhuriyeti`ni oluşturmak için kurmuş olduğu partinin bu gün lideri olan zat-ı muhteremin!!!; *Uyuşturucu ticareti yapan adamdan vergi alacaksın*, sözüyle ne kadar uyumlu olduğuna siz karar verin.
Bizler; kendini uyuşturan değil geliştiren genç nesiller yetiştirerek, gençliğe emanet edilen Türkiye Cumhuriyet`ini, kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” ifadesindeki olayın gerçekleşmesine katkıda bulunacağımızı daima hatırlayalım.
Yorumlar