' İştirak kazancı demek, bir kurumun başka bir kuruma ortak olması sonucu kazanç elde etmesi. Bu istisnanın en büyük amacı, aynı kazancın birden fazla vergilendirilmemesi. Kazancı elde eden kurum, vergisini öder, kârını ortaklara dağıtır, kârını alan kurum tekrar vergi ödemez. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun istisnalar başlık 5’inci maddesinde detaylıca yer alır iştirak kazancı istisnası. İştirak Kazancı İstisnası; (Madde 5’teki sırası ile) 1/a-1 => Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından elde ettikleri kazançlar, 1/a-2 =>  Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkânı veren kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr payları, 1/a-3 =>  Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları, Kurumlar Vergisi’nden müstesnadır. 5’inci maddenin 3’üncü fıkrası ise “İştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez” diyerek, istisna edilen bu kazanç için yapılan giderlerinde kurum kazancında indirim olarak dikkate alınmayacağını belirtmekte. Peki, bu hisseleri satarsak. Tabi ki, o da Kurumlar Vergisi’nden istisna. Şöyle ki 1/e fıkrasında “Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75'lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların % 50'lik kısmı” diyerek onu da istisna etmiştir. Ülkemizde, özellikle aile ve inşaat şirketlerinde sık karşılaşılan, birden fazla şirketin ortak olarak yeni bir şirket kurmasında sık başvurulan bu istisna da, peki o hisseler zararına satış olursa. İşte bu konuda Kurumlar Vergisi mükellefleri ile Gelir İdaresi konuya farklı taraflardan bakmakta. Kurumlar Vergisi mükellefi; 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu Madde 40 “Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler” gider olarak indirilebilir demektedir ve bu hisselerin satışı da ticari kazanç sağlamak amacıyla yapılan bir giderdir diyor. Gelir İdaresi; Bu gider, geliri istisna edilen kazançtan doğduğu için, gideri de kanunen kabul edilmeyen giderdir ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılmamalıdır der. Bu hususta ihtilafa düşülmüş ve dosya. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesine gelmiş. Daire de 03.11.2020’de 2020/932 Esas 2020/1851 Karar numarası ile konuyu açıklığa kavuşturmuş. Karar gerekçesinde, -Kurumlar Vergisi Kanunu'nun üstte alıntısı yapılan 5’inci maddesinin üçüncü fıkrası hakkında, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen değişiklik önergesinin gerekçesinde, “…Kurumlar vergisinden istisna edilen kazançların elde edilmesi sırasında zarar doğması halinde bu zararlar gider fazlalığından kaynaklandığı için istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların da giderlerde olduğu gibi kurum kazancından indirilmemesi gerekir. Dolayısıyla, kurumlar vergisinden istisna edilen kazancın elde edilmesi sırasında giderlerin yanı sıra gider fazlalığından doğan zararlar da aynı kapsamda değerlendirilerek konuya ilişkin düzenleme önerilmektedir” diyerek açıklamış ve ilişkin re ‘sen tarh edilen vergi zıyaı cezalı kurumlar vergisinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır- diyerek Gelir İdaresini haklı bulmuş. Konuya tarihsel yorum yöntemi ile yorum getirerek karar verilmiş. Vergi Kanunlarını yorumlarken, her türlü yoruma açık olduğunu bilerek yorumlamak gerekir. Düzeltme ve teşekkür Geçen hafta ki GİB E-Tebligat yazımda ÜSTAD programından bahsetmiş, bu programın TÜRMOB’a ait olduğunu belirtmiş ve TÜRMOB’un yeni bir uygulama geliştirerek E-Tebligat geldiğinde uyarı verecek şekilde geliştirmesini talep etmiştim. Mali Müşavir Kenan Hepsevigen’in uyarısı ile bahsettiğim program TÜRMOB’un değil, İzmir Mali Müşavirler Odası’nın geliştirdiği bir programmış.  Bir de ücretlisi IRGAT programı varmış. İzmir Mali Müşavirler Derneği’nin de gelişiminde katkısı bulunan IRGAT programını inceledim, tam da talep ettiğim gibi bir programmış. Düzeltme ve öneri için teşekkürlerimi iletirim.  ' ' '