Türkiye genelinde çocukluk çağı aşılamalarında son yıllarda ciddi bir düşüş yaşanıyor. Kovid-19 pandemisi sonrasında artan aşı karşıtlığı ile son dönemde çocuk ve bebeklere yönelik korkutan haberler, bebek ve çocuklara yapılması gereken zorunlu aşıların ihmal edilmesine neden oluyor. Sağlık otoriteleri, bu düşüşün toplum sağlığı üzerinde ciddi etkiler yaratabileceği uyarısında bulunuyor. Bebek ve çocuklara uygulanan aşılar arasında Hepatit B, BCG (verem), DTP (difteri, tetanoz, boğmaca), KPA (zatürre), OPA (çocuk felci), KKK (kızamık, kızamıkçık, kabakulak) ve Hepatit A gibi hastalıklara karşı yapılan rutin aşılar yer alıyor. Bu aşıların tamamı, Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz olarak uygulanıyor ve çocuk sağlığı açısından hayati önem taşıyor. Yapılan araştırmalarda elde edilen bulgulara göre dünya genelinde difteri, tetanos ve boğmaca (DTP) aşısının üç dozunu alan çocukların oranı 2023 yılında yüzde 84'te (108 milyon) kaldı. Buna karşın, tek bir doz aşı bile olmayan çocukların sayısı 2022'de 13,9 milyon iken 2023'te 14,5 milyona yükseldi.
Türkiye genelinde ise 2011 yılında aşılanmamış çocuk sayısı 183 iken, bu sayı Türk Tabipler Birliği Aile Hekimliği Kolu Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Emrah Kırımlı’nın ifadesiyle bu sayı yaklaşık 100 bini aşmış durumda. Öte yandan Bir Dilek Tut Derneği’nin araştırmasına göre ise; Türkiye’de 3-18 yaş arası yaklaşık 17 milyon çocuktan oluşan toplam nüfus içinde her yıl 15 bin 246 çocuk, eksik aşılar ve düşük bağışıklık sistemi nedeniyle hayati tehlikesi bulunan hastalıklarla mücadele ediyor. Bu rakam, her 100 bin çocuk arasında 91 yeni uygun vaka anlamına geliyor. İzmir'de de benzer bir tablo gözlemleniyor. Şehir genelinde 0-6 yaş grubunda bulunan yaklaşık 14 bin çocuğun, ya eksik aşılı ya da tamamen aşısız olduğu sağlık örgütleri tarafından iddia ediliyor. Sağlık otoriteleri özellikle pandemi sonrasında ailelerin çocuklarına aşı yaptırmak konusunda çekinceleri olduğunu belirtiyor.
“Aşı karşıtlığı artıyor”
Aşı tereddüdünün son yıllarda arttığını kaydeden İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Muhteber Çolak, yıllardır görülmeyen kızamık hastalığının yeniden görülmeye başladığını söyledi. Çolak, “Toplumun yüzde 80’ini aşılarsanız geriye kalan yüzde 20’lik kesim korunur. Ancak bu oran yüzde 60’ların altına düştüğü takdirde kızamık ve çocuk felci gibi ölümcül olabilecek hastalıklar artışa geçer. Son dönemde aşı yaptırmayan ailelerin artışa geçtiğini nereden anlıyoruz? Örneğin, uzun yıllardır kızamık ülkemizde görülmüyordu ancak son dönemde kızamık hastalığının yeniden görülmeye hatta artmaya başladığını gözlemliyoruz. Bu da aşı yapılmayan çocuk ve bebek sayısında artış yaşandığını anlatıyor” dedi.
“Okyanusta bir damla etki”
Kovid-19 pandemisi sonrasında aşılarla ilgili spekülasyonların arttığını belirten Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Yüce Ayhan, son dönemde Amerika Birleşik Devletleri’nde kızamık nedeniyle hayatını kaybeden çocuklar olduğunu söyledi. Aşı reddinin çocukluk çağı hastalıklarında ölümcül sonuçlara neden olabildiğini vurgulayan Ayhan, “Aşıların yan etkileri olabilir. Ancak yapılan araştırmalar, aşılar nedeniyle ortaya çıkan komplikasyonların, aşı yapılmadığı süreçte yaşanan hastalıkların ortaya çıkardığı komplikasyonlara göre okyanusta bir damla kadar olduğu ortaya çıkmış bir gerçektir. Bu yüzden aşı reddi toplum sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturuyor” dedi.
Aşı ihmali toplumsal tehdit
Uzmanlara göre; çocukluk çağı aşılarının ihmal edilmesi, yalnızca bireysel sağlık açısından değil, toplum sağlığı açısından da büyük tehdit oluşturuyor. Sağlık otoriteleri, bu konuda toplumsal duyarlılığın artırılması, aşı katılımının yaygınlaştırılması gerektiğini belirtiyor. Aksi halde önümüzdeki yıllarda daha fazla salgınla karşı karşıya kalınabileceği uyarısı yapılıyor ve bazı ülkeler aşı karşıtlığının toplum sağlığını tehdit ettiği gerekçesiyle cezai yaptırımlar uyguluyor. Örneğin Fransa ve İtalya’da zorunlu aşıları yaptırmayan ebeveynlere para cezaları, çocukların okula kabul edilmemesi gibi uygulamalar mevcut, ABD’de bu yaptırımlar eyaletlere göre değişiklik gösterirken, çocukluk çağı hastalıkları nedeniyle ölümler yaşandığı belirtiliyor. Türkiye’de ise şu an için böyle bir yasal düzenleme bulunmuyor.