İklim değişikliği, Türkiye’yi kahve üretiminde yeni bir oyuncu haline getirebilir. Uzmanlara göre, tropikal iklim özelliklerinin daha sık görülmesi, Türkiye’nin belirli bölgelerinde kahve yetiştiriciliğini mümkün hale getirebilir. Çukurova gibi tarımda yılda üç mahsul alınabilen bölgeler ve Doğu Karadeniz’de çay üretiminde olduğu gibi subtropik bitkilerin adapte edilebildiği alanlar, kahve için potansiyel üretim sahaları olarak öne çıkıyor.
Kahve Üretimi İklim Değişikliğinden Etkileniyor
Dünya genelinde yılda yaklaşık 9 milyon ton kahve üretiliyor. Ancak iklim değişikliği, başlıca kahve üreticisi ülkelerdeki tarım alanlarını daraltabilir. Araştırmalar, Brezilya, Kolombiya ve Endonezya gibi ülkelerde kahve yetiştirilen alanların 2050’ye kadar yüzde 50 oranında azalabileceğini gösteriyor. Bunun yerine Güney Afrika, Çin, Yeni Zelanda ve Türkiye gibi ülkelerin kahve yetiştiriciliği için daha elverişli hale gelmesi bekleniyor.
Küresel Isınmanın Riskleri
Artan sıcaklıklar ve düzensiz hava olayları, kahve üretimini doğrudan etkiliyor. Uzun süreli kuraklıklar ve ardından gelen şiddetli yağışlar, kahve yetiştiriciliği yapılan toprakların verimini azaltıyor. Ayrıca, zararlı türler ve kahve yaprağı pası gibi hastalıklar üretimi tehdit ediyor. Bu sorunlarla mücadelede tarım ilacı kullanımının dikkatli bir şekilde planlanması gerektiği belirtiliyor.
Küçük Ölçekli Üretim Desteklenmeli
Kahve üretiminin büyük kısmı, Latin Amerika, Afrika ve Asya’daki küçük ölçekli çiftliklerde gerçekleşiyor. Bu çiftçilerin teknik bilgi ve ekonomik kaynaklarla desteklenmesi, kahve üretiminin sürdürülebilirliği açısından kritik önem taşıyor.
Türkiye’nin Potansiyeli Yüksek
Uzmanlar, Cumhuriyet sonrası dönemde çayın Doğu Karadeniz’e adapte edilmesi gibi, kahvenin de Türkiye’nin hem kuzey hem güney bölgelerinde yetiştirilebileceğine dikkat çekiyor. Türkiye’nin sahip olduğu iklim çeşitliliği, kahve üretimi için yeni fırsatlar yaratabilir.