İnsanlar her gün bedenlerini kullanmalarına rağmen beden gerçeğinden haberdar değiller. Gerçekte beden son derece karmaşık ve mucizevi bir yapıdır.
Hepimiz aynaya bakınca bedenimizi görürüz ve bedeni bildiğimizi sanırız. Bedeni bildiğimize inanmak bedeni gerçekten bilmemize engel olur. Oysa bedene içeriden bakabilirsek büyük bir sırrı keşfedebiliriz.
Peki, bu sır nedir? Bedenin aslında bir evren olduğu, yani bir mikro-kozmos olduğu gerçeğidir. Beden küçük bir evrendir, hücrelerden oluşur ve her hücre kendi bilincine sahiptir.
Bir insan beslenince beden besinleri enerjiye, duyguya, düşünceye, kana, kasa, kemiğe vb. dönüştürür. Her an bedende buna benzer çeşitli mucizeler gerçekleşir.
Birey tekâmül ederse bedene içeriden bakabilir ve bu sırrı keşfedebilir. Bir kişi bedenini derinlemesine izlerse saklı potansiyellerini keşfedebilir. Birey bedenini izleyerek derinlere indiğinde orada ebedi özünü bulur çünkü ebedi öz bedenin derinliklerindedir.
Bedene içeriden baktığımızda beden genişler, milyonlarca hücre görürüz. Her bir hücre canlıdır ve kendi aklı vardır. Beden zihinsel alanın içinde bulunur ve zihin bütün bedeni kaplar. Yani zihin bedeninin dışındadır ve tüm bedeni kaplar. Bu yüzden her bir hücre inanılmaz bir şekilde akıllıca davranır.
İnsan bedenindeki trilyonlarca hücre öyle ritmik ve sessizce çalışır ki, insan onların farkına varmaz. Örneğin bir yerimizi kestiğimizde ilgili hücreler hemen oraya akın eder ve en kısa sürede kesiği iyileştirir. İnsan bunun için hiçbir şey yapmaz ve yapması da gerekmiyor.
O zaman bu hücreler bunu nereden biliyorlar? Çünkü her hücre kendi bilincine sahip ve bu hücresel bilinç mutlak bilinç ile bağlantıdadır.
Birey tekâmül sayesinde bedenin içine dalar ve bedenin gizemini keşfedebilir.
Dünya Değişim Akademisi’nde üç yüze yakın değişim programı mevcuttur. Bunlardan bazıları olan “Bedeni Aşma Sanatı”, “Tekâmül Sanatı”, “Kendini Bilme Sanatı” gibi değişim programları uygulayarak bu gizemi keşfedebiliriz.