Bugünkü yazımda derin devletin Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Rusya’daki yapısını anlatmaya çalışacağım. Amerika Birleşik Devletleri’nde derin devlet iki ana yapıya dayanmakta; CFR dediğimiz (Dış İlişkiler Konseyi) ve Amerikan Neocon hareketi.

Evet, şimdi gelelim konuya. Neo-muhafazakarlar, SSCB’den ve Stalin’den nefret eden Troçkistlerdi. Onların görüşü uluslararası değil “Ulusal sosyalizm” yani tek ülke sosyalizmiydi. Troçkistler ise gerçek sosyalizmin, ancak kapitalizmin geleneksel hale gelmesi ve her yerde kazanmasıyla mümkün olacağını düşünenler olarak adlandırılanlardı. 

Amerikalı Troçkistler küresel kapitalizm, onun amiral gemisi olan ABD’yi ve Rusya’yı yok etmek için çalışanlar grubu olarak görülmekte idiler. Troçkistler Amerika’da siyasete girme konusunda stratejik kararlar aldılar, önce Demokratlar sonra da Cumhuriyetçiler olmak üzere büyük partileri kullanmalarına rağmen ABD’de onlara kimse oy vermedi. ABD’de CRF ile derin devletin başka bir versiyonu daha hazırlandı. Neoconlar Troçkizmleriyle gösteriş yapmadılar ama küresel hegemonyanın destekçilerini baştan çıkardılar. Ve Trump, Trump’tan önce Cumhuriyetçi Parti’nin neredeyse tam teşekküllü ustaları olan bu insanlarla yüzleşmek zorunda kaldılar.

Amerika’da derin devlet iki kutupludur, yani sol küreselci (CRF) ve sağ küreselci (Neocon) bu iki örgüt partiler üstüdür. Birbirleriyle örtüşürler, yalnızca retorikte farklılık gösterirler.

Derin devlet tezi Avrupa ülkelerinde son yıllarda görülmeye başlandı. Avrupalılar demokratik devletlerde olağanüstü bir şeylerin gerçekleştiğinin farkına yeni vardılar. Evet, Avrupa’da halk kendi tercihini kullanarak oy veriyordu. Daha çok, başta sağ olmak üzere çeşitli siyasileri destekliyordu. Bazı siyasiler sert bir şekilde halkı aşağılamaya başladılar. Buna örnek verirsek bu durumu, Fransa’da Macron ve Marine Le Pen’in partisinde, Almanya’da Alternatif ve Sarah Wagenknecht’in partisinde, Hollanda’da ise Geert Wilders’la görüyoruz. Demokratik seçimleri kazanıyorlar ama iktidardan uzaklaşıyorlar.

Bu durum Türkiye gerçeğini anımsatıyor bir bakıma. Yani Avrupa’da derin devletle karşı karşıya olduğumuz anlamına geliyor. Tüm Avrupa ülkelerinde bu teorinin bir milliyeti olmadığı, aynı kalıplara göre faaliyet gösterdiği fark edilmekte. Fransız derin devleti değil, Almanya, Avusturya, Hollanda ve benzeri derin devletler değil tek bir küreselci ağın parçası olan Pan-Avrupa derin devletleridir. Bu ağın merkezi ise Amerikan derin devletinde CRF’dir. 

Avrupa Topluluğu kendisini Atlantik Topluluğu’nun bir parçası olarak görür. Özünde NATO elitleridir. Örnek verirsek Türk ordusunu hatırlayabiliriz. NATO, tüm küresel sistemin destekleyici yapısı, yani kolektif yapının, Batı’nın derin devletinin askeri boyutudur. Avrupa derin devleti NATO tarafından bir araya getirilen kolektif Batı’nın tek sisteminin ayrılmaz parçasıdır.

Rusya’da ise SSCB’nin çöküşünden sonra devlet ideolojisi yasaklandı ve bu konuda Rusya Anayasası söz gelişi liberal-demokratik rejimlerle tamamen örtüşüyor. Rusya’da çok partili seçimler var, laik bir toplum var, insan haklarına saygı duyuluyor. Resmi açıdan baktığımızda Rusya, Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri veya Türkiye’den temelde farklı değil. Rusya’da örtülü bir partiler üstü otorite var, bu da Yeltsin’in başkanlığı döneminde fark edildi. Daha sonraları bu otoriteye “Aile” adı verildi. Böylece derin devlet işlevini “Aile” yerine getirdi.