Günümüzde herkes kendisini bedeniyle özdeşleştirdiği için ve beden olduğuna inandığı için artık bedenini hissetmiyor, bedeniyle bağlantısını kaybetmiş.
Peki, insanın kendi bedeniyle temasta olması ne anlama gelir, nasıl bir şeydir?
Kendisini beden olarak görmeye alışmış insan, kendisini beden ile özdeşleştirmiştir. Kendisini beden olarak görmek ve buna inanmak insanı bedenine yabancılaştırır, bedenle temasını kaybeder ve bedenini hissetmez. Çünkü beden olduğuna inanıyor ve bedeniyle temasa ihtiyacı yok, o ve beden aynı şey olunca artık temas söz konusu bile değil!
Ama o beden değil de bedenden ayrı bir varlıksa, o zaman ancak bedeniyle temasa geçerek bedeni net olarak hissedebilir.
Oysa herkes bedeniyle temas halinden çıkmış ve ona yabancılaşmış durumda. Bedenle özdeşleşme hatalı bir bağlantı şekli olduğu için bedenin tüm dürtüleriyle kişi kendini özdeşleştirir. Örneğin kişi “ben açım “ der ve bedeni tıka basa besinle doldurur ve fazla yer.
Oysa beden olmadığını bilen birey kendini açlıkla özdeşleştirmez ve sükûnet içinde doğru besinlerle bedeninin açlığını giderir. Çünkü birey kendisinin değil, bedenin aç olduğunu bilir ve açlık dürtüsünün kölesi olmaz. İşte bu muazzam bir özgürleşmedir.
Bu yüzden herkesin bedeniyle kaybettiği teması tekrar kurmaya çok ihtiyacı var. Bedeniyle temas etmeyen birey toprak elementiyle temas edemez ve dünya gezegeniyle de bağlantısını kaybeder.
Bunun sonucunda bireyin bedenine saldığı kökleri kopar ve yok olur. Bedenine saldığı köklerin yok olmasıyla insan, yaptığı işlerde başarısız olmaya başlar ve hiçbir şey yapamaz bir duruma gelir.
Buna ilaveten aşırı sahiplenme, korku, aç gözlülük, kıskançlık, öfke vb. gibi olumsuz duygular artar. Korkan kişi başkalarına güvenemez, şüpheci ve aşırı sahiplenici olur.
Bireyin kökleri toprakla temasta olmayınca özgüvenini kaybeder. Özgüven yalnızca birey toprağa köklenince meydana gelir ve bu etkin özgüven sayesinde birey her türlü olayla yüzleşebilir, üstesinden gelebilir.
Bu sarsılmaz özgüven gücüne sahip olan bireyin hiç kimseye ihtiyacı olmaz, kimseye yapışmaz, çünkü kendine yeter. İşte bu durumda olmak için yani bedene kök salmak ve dünya gezegenine topraklanmak için Dünya Değişim Akademisi bizlere çok etkili bir değişim programı sunuyor: “Özgüven Sanatı”
Bu değişim programı sekiz seanstan oluşan ve bir ayda tamamlanan bir çalışmadır. Her seansta özgüven gerçeği hakkında yeni bir görüş açısı ortaya koyan bilgilendirme ve ardından pratik uygulama yapılmaktadır.
Kendini değiştir dünyan değişsin, dünyanı değiştir dünya değişsin!