Göztepe’nin sezon başında böyle bir performans sergileyeceği söylense kimse inanmazdı. Teknik Direktör Stoliov’un “Avrupa’ya gitmeyi hedefliyoruz” sözünü herkes gibi ben de ciddiye almamıştım. Hatta transferler eleştiriliyor diye biraz da gönderme yaptığını sanmıştım. Fakat Göz Göz gerçekten muhteşem bir performans sergiledi. Özellikle evinde rakiplerinin korkulu rüyası durumunda. Dillere destan taraftarının desteği ile yıllardır istenilen ortamı oluşturdu. Stat hem kendisinin hem de semtinin merkezinde. Takım ise dişe diş oynayan bir armada. Bu ekibin son kurbanı ise Çaykur Rizespor oldu. 

Karadeniz ekibini takip etmediğim için kadrosunu tanımıyorum. Ancak basın tribününde konuşulanlara göre özellikle hücum bölgesinde etkili olduğu söylendi. Fakat Göztepe yine mücadeleci oyununu ortaya koydu. Solet’in yokluğu nasıl dolacak derken yine şapkadan bir tavşan çıktı. O da hocanın ortaya sahaya monte ettiği defans oyuncusu Miroshi oldu. Kendisi kadar koşan birini yanında bulan Dennis biraz da Solet gibi davranmaya başladı. 

Taktik, teknik bilmem, gördüğüm tek şey Göztepe’nin hocası aynı dizilişteki oyuncuların yerlerini değiştirerek bir şeyler üretiyor. Bu sezon etkili olduğu kadar birazcık bencil oynayan Juan Silva’nın yerinde bu sefer Tijanic görev yaptı. Bunun gerekçesi Juan Silva’nın sakatlığıydı. Gayet de iyiydi.

Herkesi tek tek saymaya gerek yok. Düz bir bakış açısıyla Göztepe’nin defansı gerçekten güçlü. Ama bir kişiye parantez açmak istiyorum. Heliton uzun boyuyla havadan kuş bile uçurtmuyor. Arkadaşlarını da çok iyi yönlendiriyor. Bir ara ufak bir sakatlık geçirdiğinde herkesin yüreği ağzına geldi. 

İşte bu takım Çaykur Rizespor’a nefes aldırmadı. Sahadan net bir galibiyetle ayrıldı. Ligde 4. Sıraya kadar yükselen Sarı-Kırmızılılar, ligi nerede tamamlar bilmiyorum. Ama bu futbolu ile taraflı – tarafsız herkesin gönlünde taht kuracaktır.