Yıllarca bilim kurgu filmleri ve romanları, insanoğlunun bir gün uzayda zeki bir medeniyetle karşılaşacağı fikriyle bizi heyecanlandırdı. Kimimiz E.T. gibi dostane yaratıklar beklerken, kimimiz Ridley Scott'ın tasvir ettiği gibi tehditkâr varlıklara hazırlandı. Ama gerçekte, bilim insanlarının üzerinde durduğu çok daha ilginç bir ihtimal var:

Bugün dünyada ne kadar ilerlemiş olursak olalım, evrenin yaşı ve genişliği düşünüldüğünde biz aslında kozmik birer bebekten farksızız. Bazı bilim insanları, herhangi bir yabancı medeniyetle iletişim kuracak olursak, bunun büyük ihtimalle bizden milyonlarca yıl ileride olacağını söylüyor.

Bir an için, bir karıncanın insanlığın medeniyetini anlamaya çalıştığını hayal edin. Hadi diyelim ki çok ileri bir teknolojiyle konuşabilen karıncayız. Bize ait tüm bilimi, sanayiyi, sanatları ve interneti anlatmaya kalksak bile, bu bilgileri kavrayabilir mi? Bizi tanrılar gibi görme ihtimalleri oldukça yüksek olurdu, öyle değil mi? Belki de ilk karşılaşacağımız zeki uzaylılar bize tam olarak böyle bakacak.

İşte bu yüzden bilim insanları, dünya dışı bir uygarlıkla ilk temasın bizden çok daha ileri bir medeniyetle olmasını çok olası görüyor. Carl Sagan'dan Stephen Hawking'e kadar pek çok bilim insanı, bu ihtimali dile getirdi. Hatta Hawking, bunun çok da iyi bir şey olmayabileceğini söyledi. Kolomb’un Amerika’yı keşfettiği günleri hatırlatıp, teknolojik olarak üstün bir uygarlığın bizi yok sayabileceği veya sömürebileceği konusunda uyardı.

Tabii, iyimser bir bakışa sahip olanlar da var. Belki de böyle bir uygarlık bizimle temas kurmaya ilgi bile duymayacak. Ya da, belki de büyük bir bilgelikle yaklaşıp büzük gezegenimizi bir köşe başında sıkışmış bir küçük kültür olarak görerek, sadece nazik bir selam verip yollarına devam edecekler.

Ancak en ilginci şu:

Belki de evrenin bir köşesinden bakan ileri bir uygarlık, bizim elektromanyetik dalgalarımızı, uzaya gönderdiğimiz mesajları izliyor ama henüz cevap vermiyor. Neden mi? Belki de henüz yeterince olgun olmadığımızı düşünüyorlar. Ya da bırakın teknolojimizi, henüz barışı bile tam anlamıyla öğrenememiş olmamız onlara anlamsız geliyor.