İnsanlık tarihi boyunca, doğaya hükmetme ve ondan faydalanma arzusu, büyük ölçekli projelerin hayata geçirilmesine yol açmıştır. Ancak, bu projelerin gezegenimizin temel dinamikleri üzerindeki etkileri çoğu zaman göz ardı edilir. NASA'nın son araştırması, Çin'de inşa edilen Üç Boğaz Barajı'nın Dünya'nın dönüş hızını günde 0,06 mikrosaniye yavaşlattığını ortaya koyarak, insan faaliyetlerinin gezegenimizin fiziksel özellikleri üzerindeki beklenmedik etkilerini gözler önüne sermektedir.

Üç Boğaz Barajı, 22,5 milyar metreküp su kapasitesiyle dünyanın en büyük hidroelektrik projesidir. Bu devasa su kütlesi, Dünya'nın kütle dağılımını değiştirerek gezegenimizin dönüş hızını etkilemektedir. NASA'da görev yapan bilim insanı Dr. Benjamin Fong Chao, bu durumu şöyle açıklamaktadır: "Dünya sistemi içerisindeki kütlenin yeniden dağılımı, Dünya'nın dönüşünü etkiler. Günde 0,06 mikrosaniyelik gecikme küçük gibi görünebilir ancak bu kütle, yeniden dağılımın ölçülebilir bir sonucudur."

Fiziksel prensipler açısından, kütlenin Ekvator’a doğru kayması, gezegenin dönüş hızını azaltırken; kutuplara doğru yaklaşması ise hızlandırır. Üç Boğaz Barajı'nın su rezervuarı, Ekvator’a yakın bir bölgede büyük bir kütle birikimine neden olarak, Dünya'nın dönüş hızında ölçülebilir bir yavaşlamaya yol açmaktadır.

Bu bulgu, insan eliyle gerçekleştirilen büyük ölçekli projelerin, sadece yerel ekosistemler ve çevresel dengeler üzerinde değil, aynı zamanda gezegenimizin temel fiziksel özellikleri üzerinde de etkili olabileceğini göstermektedir. Barajlar, şehirleşme, madencilik ve diğer büyük mühendislik projeleri, Dünya'nın kütle dağılımını değiştirerek, dönüş hızından yerçekimi alanına kadar çeşitli jeofiziksel parametreleri etkileyebilir.

Elbette, günde 0,06 mikrosaniyelik bir yavaşlama, günlük yaşamımızı doğrudan etkileyecek bir büyüklükte değildir. Ancak, bu tür etkilerin birikimli ve uzun vadeli sonuçları, gezegenimizin dinamik dengeleri üzerinde önemli rol oynayabilir. Bu nedenle, büyük ölçekli projelerin planlanması ve uygulanması aşamalarında, potansiyel jeofiziksel etkilerin de dikkate alınması gerekmektedir.