İzmir’de bahar havası sokakları sararken, Göztepe’nin sahada bıraktığı kış soğuğu, tribünlerin üzerine çökmüş gibi. Trendyol Süper Lig’in 31. haftasında, deplasmanda alınan 1-0’lık Konyaspor mağlubiyeti sadece üç puanın değil, biraz daha umudun, biraz daha güvenin de yitip gitmesi anlamına geldi. Şimdi yazmak kolay, eleştirmek de öyle. Ama asıl mesele, bu takımı seven, bu arma için kalbi çarpan binlerce İzmirlinin ne hissettiği…
Maçın ilk yarısında istekli, zaman zaman da baskılı bir Göztepe izledik. İsmail Köybaşı’nın hem savunmada hem hücumda gösterdiği enerji, Romulo’nun direkten dönen şutuyla birleşince, umut bir kez daha göz kırptı bizlere. Ama işte top çizgiyi geçmediğinde, yazılan da skora değil, içimizin burukluğuna oluyor.
Konyaspor karşısında yenen gol, tam da “dikkat etmezsek başımıza gelir” cinsinden bir organizasyonun ürünüydü. Yasir Subaşı, Jevtovic ve Kramer’in üçgeninde topu seyrettik sadece. Skor 1-0’a geldikten sonra oyun disiplininde dağılma yoktu belki ama üretkenlik yine sınıfta kaldı. Göztepe bu sezon bir kez daha “iyi oynadık ama olmadı” sendromunun içine sürükleniyor. Oysa bu takımın kadrosunda, formayı terletmekten öteye geçmesi beklenen isimler var.
Pedrinho’nun direkten dönen ya da Emesrson’un kaleci Deniz’i zorladığı anlar elbette değerli. Ama futbolda “neredeyse gol” diye bir şey yok. Bu takımın artık “oldu” demesi gerek.
Konyaspor’un galibiyeti bir kenara, Göztepe’nin son 10 maçta galibiyet alamaması artık teknik bir problemden çok zihinsel bir meseleye dönüştü. Bu bir düşüş değil, bir durağanlık. Biraz cesaret, biraz da özgüven eksikliği.
Ve şimdi gözler Beşiktaş maçına çevrildi. İzmir’de, Gürsel Aksel’de oynanacak bu karşılaşma sadece puan anlamında değil, moral ve direnç açısından da bir kırılma noktası olabilir. Rakip güçlü, evet. Ama Göztepe taraftarının sahada görmek istediği, sahaya yüreğini koyan bir takım. Skor belki gelir, belki gelmez. Ama mücadele her zaman alkışlanır. Ligin ilk yarısında ve kupada geçen hafta oynanan maçlarda Beşiktaş'ı yenmeyi başaran Göztepe, kendi seyircisi önünde de bunu yapabilir.
Bu takım ayağa kalkmayı çok kez başardı. Belki yine kalkacak. Ama önce kendine inanmalı. Sonra da o sarı-kırmızı sevdayı tribünlerden hisseden bizlere, yeniden umut vermeli. Sezon içinde bir anda hasıl olan Avrupa umudu sadece kupaya kaldı sanki ama Göztepe isterse her şey olur...
Kapanışı bir soruyla yapalım:
Göztepe yeniden silkelenip kendine gelebilecek mi, yoksa baharın ortasında bir kış daha mı yaşatacak bize?
Bekliyoruz, İzmir’in kalbiyle…