ABD’nin dünyaya 36 trilyon dolar borcu bulunmaktadır. Ülkeler ABD’ye sürekli ve düzenli borç verir. ABD tahvilleri, dünyanın en güvenli yatırımlarından biri kabul edilir.  ABD'nin ödeme gücü ve kredibilitesinin yüksek olması ve rezerv para niteliği ile ABD tahvilleri, dolar cinsi varlık tutmak için idealdir.

Bu tahviller, her an kolayca alınıp satılabilir, likittir… Ekonomik dalgalanmalara karşı koruma sağlamak için tercih edilir. Dolar, dünya ticaretinin en önemli aktörü olduğu için ticaret ve borçlanmaya yönelik olarak, ülkeler de dolar talebini karşılamak için tahvil tutar. Ancak bu bir zorunluluk değil, stratejik bir tercihtir. Ülkeler ekonomik çıkarlarına göre hareket eder.

Şimdi ABD’nin borçlu olduğu ülkeler listesine bakalım:

Japonya,  1 trilyon dolar ile en fazla ABD tahvili bulunduran ülkedir.

Sonra sırasıyla gelen bazı ülkelere bakalım: 

Çin:759 milyar dolar.

İngiltere: 723 milyar dolar.

Cayman Adaları: 419 milyar dolar.

Fransa: 382 milyar dolar.

Kanada: 379 milyar dolar.

İrlanda: 336 milyar dolar.

Tayvan: 282 milyar dolar.

Hong Kong: 255 milyar dolar.

Hindistan: 219 milyar dolar.

Brezilya: 202 milyar dolar.

Norveç: 158 milyar dolar.

Suudi Arabistan: 138 milyar dolar.

Güney Kore: 125 milyar dolar.

Meksika: 103 milyar dolar.

Almanya:  97 milyar dolar.

Türkiye: 58 milyar dolar.

Ülkeler ABD'ye borç vermek zorunda değildir. ABD tahvili almak, ülkelerin kendi ekonomik ve stratejik tercihlerine bağlıdır. Bu tercih genellikle ülkelerin güvenli yatırım, döviz rezervlerini koruma, dolar talebini karşılama veya küresel ticaretteki rolü nedeniyle yapılır. Ancak hiçbir ülke buna zorlanmaz; karar, kendi çıkarlarına ve politikalarına göre verilir.

Bu tahviller tersine risk de oluşturabilir. Büyük ölçüde satış riski tehdidi oluşturan Çin, elindeki tahvilleri ani ve büyük miktarda satarsa, tahvil fiyatları düşebilir ve haliyle ABD'nin borçlanma maliyetleri (faiz oranları) yükselebilir. Bu, ABD ekonomisi üzerinde baskı yaratabilir, özellikle enflasyonist bir risk yaşayan ülke bir de ekonomik yavaşlama tehdidine de maruzken bu durum hiç de istenilen bir durum olmayacaktır. 

Jeopolitik riskin piyasa güvenine de etkisi Çin'in tahvil satışına yönelmesine ve küresel piyasalarda ABD tahvillerine olan güveni sarsmasına neden olabilir. ABD’nin dolar bazlı sistemi bundan etkilenebilir. 

Çin’in elindeki doları çıkarması kendi varlıklarında da bir azalmaya sebep olacaktır. Bu da konunun Çin tarafındaki risk kalemidir. ABD böyle bir ihtimali göz önüne alarak, FED ve diğer büyük alıcılarla bu konuyu kritik etmiş olabilir. Japonya ve Suudi Arabistan ilk potansiyel ülkelerdir. 

Çin, 2013'ten sonra 1.3 trilyon dolar olan tahvil stoğunu 2022'de 967 milyara düşürdü. Bu süreci kontrollü ve kademeli yürüttü. Ve aynı zamanda anlık bir "silah olarak kullanmayı" tercih etmedi.

Çin'in tahvil "satma tehdidini", genelde diplomatik bir sinyal olarak kullandığı görülüyor. Büyük çaplı bir satış ihtimali şimdilik düşük görünüyor. Çünkü bu durum, küresel finansal istikrarı da tehdit edecektir. Ancak, ABD’nin son vergi operasyonu ve 90 gün tehir etme konusunda çok fazla bir iyi niyet görünmemektedir. Hatta manipülasyon sorgusu bile yapılmalıdır.