Öykü türünde “Çehov tarzı hikaye” kalıbına sahip olan ünlü Rus yazar Anton Çehov’un, henüz 24 yaşındayken yazmaya başlayıp “Antoşa Çehonte” takma adıyla yayınladığı “Avda Trajedi” yazarın ilk ve tek romanıdır. 19’uncu yüzyılda Rusya taşrasında işlenen bir cinayetin, iki anlatıcı tarafından aktarıldığı bu roman, polisiye türüne yeni bir örnek oluşturmuştur. Kont, soylular, köylüler, çingeneler ve umutsuz burjuvalar gibi farklı sosyal sınıflardan insanların sahne aldığı roman birçok dile çevrilmiş, tiyatro, sinema ve baleye uyarlanmıştır. 1943 yılında ilk kez Adnan Tahir Tan’ın çevirisiyle Türkçe’de “Kırmızı Entarili Kız” adıyla yayımlanan eseri ben YKY yayınlarından Kayhan Yükseler’in Rusça’dan Türkçe’ye çevirisiyle tanıdım. Hikayelerinde gündelik yaşamdan kesitler veren Çehov, bu polisiye romanında aşk, tutku, ihanet, cinayet, sahte ilişkiler gibi konuları kronolojik olarak ele almış.
Hikaye iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde hikayeyi asıl yazan kişinin bir editörle görüşerek hikayeyi yayımlamasını istemesiyle başlıyoruz. Yayıncı hikayeyle ilgili bu anı en baştan anlatarak daha sonra bizi o hikayeyle baş başa bırakıyor. Hikaye kalabalık bir kadro içeriyor; Kont Aleksey Karneyev, onun kahyası Pyotr Yegoriç Urbenin, Zinovyev’in saf ve iyi kalpli arkadaşı Doktor Pavel İvanoviç ve çıkarcı Pşehotski. Roman iki erkeğin arasında geçen diyaloglarla başlasa da hikayenin asıl kahramanı bir kadın.
Romanı okuduğum Kayhan Yükseler’in çevirisinde, Yükseler önsözde, “Kimi eleştirmenlerce ünlü eserlerinden bazılarının önüne geçtiği söylenen bu karanlık, ilgi çekici roman, sadece polisiye tarzının mükemmel bir örneği değil, aynı zamanda yenilikçi bir eser olarak görülmüştür” ifadelerini kullanır. Çehov bu romanda birçok farklılığa değinir. Sınıfsal ayrımın getirdiği derin hoşnutsuzluğu karaktere öyle söyletir:
“Ancak zihinsel olarak kör, ruhen yoksul ruhuyla her grileşmiş mermer levhada, her tabloda, kont bahçesinin her karanlık köşesinde şimdi çocukları kont köyünün sefil izbelerinde yaşayan insanların terini, nasırlarını ve gözyaşlarını görmüyordu…”
Aynı zamanda Çehov romanın sıradanlığı ile ilgili özeleştiri yapar ve bunu da kahramanın ağzından şöyle anlatır:
“Pek olağanüstü bir hikaye değil. İçinde çok uzun ve pürüzlü yerler var… Yazar efektlere ve keskin ifadelere pek meraklı… Acemi ve eğitimsiz bir kalemi var… Her şeye rağmen hikayesi kolay okunuyor. Konu var, ruh da, en önemlisi de özgün, çok karakteristik, nasıl derler, sui generis (Kendine Özgü (Lat.)) Edebi açıdan az çok nitelikli olduğu söylenebilir. Kısacası okumaya değer…”
Eğer genel geçer tarzla yazılan polisiye romanlarından ziyade hikaye gibi kolay okunan bir tarz denemek isterseniz, Avda Trajedi’ye bir şans vermenizi tavsiye ederim. Çehov’un da dediği gibi, kısacası okumaya değer…
Çehov tarzı polisiye “Avda Trajedi”
Dilek Çakır Durak
Yorumlar