Son zamanlarda Avrupa'da Tesla'nın satışlarında yaşanan dramatik düşüş, iş dünyası ve tüketici davranışları üzerine önemli dersler sunuyor. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği'nin (ACEA) verilerine göre, 2025'in ilk iki ayında Tesla'nın Avrupa'daki yeni araç kayıtları, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 49 azalarak 19.046'ya geriledi. Bu düşüş, genel elektrikli araç pazarının aynı dönemde % 28,4 büyümesine rağmen gerçekleşti; bu da Tesla'nın pazar payının ciddi şekilde eridiğini gösteriyor.​

Pekii, bu düşüşün arkasındaki sebepler neler? Birçok analist, Tesla'nın model yelpazesinin yaşlanmasını ve artan rekabeti öne sürse de, asıl dikkat çeken faktör CEO Elon Musk'ın siyasi duruşu ve söylemleri. Musk'ın, özellikle Almanya'da aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisine verdiği destek ve ABD Başkanı Donald Trump ile olan fazla yakın ilişkisi, Avrupa'daki tüketiciler arasında ciddi tepkilere yol açtı. ​

Almanya'da Tesla'nın satışları Şubat ayında % 76 gibi çarpıcı bir oranda düştü. Büyüyen pazara rağmen bu düşüşün, Alman tüketicilerin Musk'ın siyasi duruşuna karşı duyduğu rahatsızlığın bir yansıması olduğu aşikar. Benzer şekilde, Birleşik Krallık'ta da aktivist gruplar, Tesla araçlarını kullanarak sahillerde "Tesla almayın" gibi mesajlar yazarak protestolar düzenledi. ​

Bu olaylar, tüketicilerin bir markayı sadece ürün kalitesiyle değil, aynı zamanda şirketin değerleri ve liderlerinin tutumlarıyla da değerlendirdiğini gösteriyor. Halkın bir firmayı boykot etme gücü, o firmanın pazardaki konumunu sarsacak kadar etkili olabilir. Tesla örneğinde olduğu gibi, tüketicilerin toplu tepkisi, satışlarda ve marka itibarında ciddi kayıplara neden olabilir.​ Şirketlerin sadece ürün ve hizmetlerine değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi duruşlarına da dikkat etmeleri gerektiği için bazı firmaların ayağını denk alması şart. Çünkü halk isterse, sadece ürünü değil, tüm markayı rafa kaldırır.