Yüzyıllar boyunca insanlar mutluluğun sırrını öğrenmek istediler ve eğer bir sır varsa bile bu henüz bulunamadı. İnsanlar her gün kendilerine şu soruyu soruyor: “Beni ne mutlu eder?” Bu soru, onların mutluluğu bulma yolculuğundaki ilk adımı.

Üzerinde anlaşabileceğimiz tek şey mutluluğun çok kişisel bir şey olduğudur. Her birimiz hayatı farklı bir şekilde deneyimliyoruz, her birimiz farklı ve benzersiz canlılarız. Ancak daha doğal bir şekilde mutlu görünen insanlar olduğunu görebilirsiniz; onlar her zaman olumludur, iyi tarafa bakarlar ve onları alt etmek zordur. Bu durum insanların kişilik şekilleriyle doğru orantılıdır.

“Mutluluk seyahat edilemez, sahiplenilemez, kazanılamaz, giyilemez veya tüketilemez. Mutluluk, her dakikayı sevgi, zarafet ve şükranla yaşamanın ruhsal deneyimidir.” Denis Waitley

Herkesin kendisini mutlu eden şeyleri olsa da, daha mutlu insanların sahip olduğu bazı ortak alışkanlıklar da vardır. Peki bu durumlar onlardan öğrenebileceğimiz bir şey mi?

Kendilerini kabul ederler ve severler

Her şey seninle başlar. Öncelikle kendinizle barışık değilseniz anlamlı sosyal ilişkiler kurmanız imkansızdır ancak kendinizi keşfedip kabul etmek çok zaman ve çaba gerektirir. Tecrübe kısmı tam olarak burada devreye giriyor.

Minnettarlıklarını ifade ederler

Hayatınızdaki olaylara şükretmek son derece zor olsa da, özellikle de hayatınızda zor zamanlar geçiriyorsanız, minnettarlığın faydaları şüphesizdir. Minnettar bir zihin hayatınızdaki olumlu şeylere odaklanır; onları ne kadar çok ararsanız o kadar çok görürsünüz.

“Minnettar bir kalp büyüklüğün başlangıcıdır. Bu bir tevazu ifadesidir. Dua, iman, cesaret, kanaat, mutluluk, sevgi ve esenlik gibi erdemlerin gelişmesinin temelidir. “ — James E. Faust

Aktiftirler

Bu hem fiziksel, hem de zihin için geçerlidir. Meraklı zihin yeni bilgiler için çabalarken, vücut hareketleri arar. Konfor bölgesi çok cazip görünüyor ama tehlikelidir. Durgunluk bozulmanın ilk adımıdır. O yüzden aktiflik göründüğünden çok daha fazla olumlu olaya yol açar.

Deneyimleri olaylara tercih ederler

Çünkü anılar sahip olduklarımızdan daha güzeldir. Bu, tüm materyalist şeylerden vazgeçmeniz için bir çağrı değil, dünyanın sunduğu tüm harikaları ve onları keşfedebileceğinizi düşünün! Deneyim ya da tecrübenin insana kazandırdıkları zaman açısından büyük fırsatlara yol açar.

Sağlıklı sosyal ilişkiler sürdürürler

Hiç kimse duran bir ada değildir. Biz sosyal yaratıklar, hatta küçük bir sosyal gruba ait olsak bile, etrafımızı benzer düşünen insanlarla çevrelemeye ve güvene, karşılıklı saygıya, dürüstlüğe ve desteğe dayalı sağlıklı ilişkiler beslemeye hâlâ ihtiyacımız var.

Affetmeyi öğrenirler

Bu devam etme şansın. Olumsuz duygulara tutunmak hayatınıza yalnızca daha fazla olumsuzluk çeker. Affetmek, aşırı düşünmeye son verip yolunuza devam etmeniz için bir şanstır.

“Affettiğinizde hiçbir şekilde geçmişi değiştiremezsiniz ama geleceği değiştireceğiniz kesindir.” — Bernard Meltzer

“Hayır” diyorlar

Hayata “Evet” demek için öncelikle hayatınızı iyileştirmeyen her şeye “Hayır” demeyi öğrenmeniz gerekir. Tek bir hayatınız var ve enerjinizi size hiçbir şekilde faydası olmayan bir şeye odaklayarak zamanınızı boşa harcayamazsınız. İlerlemenize yardımcı olmayan şeyleri, insanları ve durumları bırakmanıza izin vermeniz gerekir.

Kişisel gelişimlerine yatırım yaparlar

Yükselmediğimiz zaman düşeriz. Kişisel gelişiminizi geliştirmenin yüzlerce yolu vardır; yalnızca yaşamınızın hangi alanlarını daha iyi hale getirmek istediğinizi seçmeniz yeterlidir.

Mükemmeliyetçilikten vazgeçerler

Hayatta hatalardan kaçınamazsınız ama hata yapmak ve kusurların güzelliğinden keyif almak en insani şeydir. Mükemmeliyetçiliği yapay zekaya bırakın.

“İnsan olmanın özü mükemmelliği aramamaktır.” George Orwell

Küçük zaferleri kutlarlar

Her gün yaptığınız şeyleri takdir etmek, zamanınızın boşa gitmediğini hissetmenizi sağlar. En küçük başarılar bile zamanınızı, enerjinizi ve bağlılığınızı gerektirir; en küçük kazanımlar bile takdire ve kutlamaya değerdir. Bu nedenle ufak başarıları kutlamanız, sizi bilinçaltınızda tahmin edemeyeceğiniz büyük yollara çıkarır.

Yargılama ve karşılaştırmadan kaçınırlar

Her insan benzersiz olduğu gibi, her yaşam deneyimi de benzersizdir. Yargı genellikle hayali bir üstünlük konumundan gelir, ancak tıpkı sizin diğer insanların yerine bir km yürüyemeyeceğiniz gibi, onlar da bunu sizin yerinize yapamazlar.

Ben kendi işimi yapıyorum, sen de kendi işini yapıyorsun.
Ben bu dünyaya senin beklentilerini karşılamak için gelmedim, sen de bu dünyada benim beklentilerimi karşılamak için değilsin.
Sen sensin, ben de benim ve eğer şans eseri birbirimizi bulursak, bu çok güzel.
Değilse, yardım edilemez.
Fritz Perls