Son birkaç ayda şöyle bir algı oluştu:

“Devlet, sahipsiz hayvanları uyutup öldürecek”

Bunun aksini hayvanseverlere anlatmak asla mümkün değil.

Bu olgunun doğruluk payı çok büyük. Çünkü bireysel köpek ısırmalarından sonra Reis’in, o hayvanların sahiplerine “Beyaz Türkler, köpeklerinize sahip çıkın” diye seslenmesi, milli bir oluşumu da gündeme getirdi.

24.06.2024’de kabul edilen ve Temmuz ayında yayınlanarak yürürlüğe giren Hayvanları Koruma Kanunu’nun 5. Maddesi, bu konuda çok tartışılır hale geldi. Ötenaziyi savunan bu madde, uygulamada disiplini asla getirmeyen özellikler taşıyor. Belediyeler, barınma alanları oluşturamazsa, kurunun yanında yaş da yanacak ve masum onca can dostu hayatından olacak.

Bu gelişmeler yaşanırken; ilginç bir olaya tanık oldum.

Buca Belediye Meclisi’nin MHP’li üyesi değerli dostum Bahadır Altınkeser, ısrarla Sokak Hayvanlarını Koruma Komisyonu kurulmasını istiyordu. O da, şu mahut beşinci maddenin yanlış işletilebileceği konusunda kuşkular içindeydi ve bir hayvansever kimliğiyle daha akılcı bir çözümü öneriyordu.

Elbette Buca’da böyle bir şey olması mümkün değil. Veteriner Müdürü Birol Topal’ı yakından tanıyorum. Yıllarını sokak köpeklerinin rehabilitasyonuna ayıran Topal, bu gaflete asla düşmeyecek biri. Tıpkı Başkan Duman gibi.

Kısacası, hayvanlarla ilgili Avrupa Birliği Sözleşmesi’ndeki ev hayvanları ile sokak hayvanlarının farklı kulvarlara alındığı bir karmaşık dönemdeyiz. Mutabakatın Hayvanları Koruma Kanunu’na hiçbir katkısı yok. Aksine “Yabani fauna örneklerinin ev hayvanı olarak muhafaza edilmemesi” ilkesini de savunuyor o mutabakat.

Bu süreçte belediyelere büyük görev düşüyor. Hayvanseverlerin sesi hep yüksek çıkar. Bazen agresiftirler ama onların da başka çaresi yok. Salim bir kafayla düşünüp radikal çıkış yolu aramanın tam zamanı. 

Giden can, kimin olursa olsun geri gelmiyor çünkü.

Emeklilere indirim hikayesi

Adını hatırlayamadığım bir bakan, geçenlerde emeklilere yüzde 15 civarında indirim yapan yerleri açıkladı.

Hiç biri kullanışlı değil, cazip hiç değil. İçlerinde öyle biri var ki, Türkiye’nin bir-iki ilinde faaliyet halinde.

Emeklilerin maaşlarına zam yapmayıp, bazı ürün ve hizmetlere yüzde 15 indirimle erişmelerini sağlamak, ahlaki hiçbir yönü olmayan bir oyalamadır. Palavradan ibarettir.

Aynı bakan, bir gün çıkıp, emeklilere Antalya otellerinde yüzde 15 indirim sözü verirse şaşmayın.

Emekli, dışarıda yemek yemeyi, bir araba sahibi olmayı, tatil yapmayı unutmuş bir kesimdir artık. 

Zam yapmıyorsunuz, anladık; bari onurlarıyla oynamayın.

Zam çetelerine dikkat

Pazar yerlerinde son zamanlarda çeteler türedi.

Özellikle üreticilere musallat oluyorlar. Ucuz ürün satmalarını istemiyor, tehditte bulunuyorlar.

Kim ve kimlerden olduğu belli. Grup halinde hareket ediyor ve aba altından sopa gösteriyorlar.

Ondandır ki, ucuza hiçbir şey satın alamıyoruz, yiyemiyoruz.

Buna zabıtanın müdahalesi yetersiz kalır. Çünkü ortada bir tehdit unsuru var.

Polis, kolları sıvayacak, bunlar için sivil ekipler oluşturacak ve çetelerin kökünü kurutacak.

Başka çıkış yolu yok.

İBRAHİM ORMANCI

Hani uzaylılar kazara ülkemize inse, onları da vatandaş yapardık gibime geliyor kesin!

***

Türk öğün, çalış, güven sonra da facebook'ta, twitter'de ver veriştir!

***

Sabreden derviş bile TÜİK'in düşük enflasyonuna isyan etmiş!

***

Heeey erkekler ; Dimyat'a çapkınlığa giderken evdeki hatundan olmayın sakın!

***

Ergin insanlar neden hep gergin, hep gergin acaba?