Adam, mazlum değil zalim.

Ülkesine zulmetmekle kalmamış, uyuşturucu ticaretinin de başında yer almış.

Yani  tutulacak yanı yok.

Esad, ateş bacayı sarınca ülkesini terk edip Moskova’ya kaçtı.

Herhalde bu yolculuğu Kamil Koç otobüsü ile yapmadı. Devlete ait milyarlık uçak, hazinenin neredeyse tamamı, altınlar, mücevherler, kim bilir ne değerli tablolar.

Rusya’nın en azından bunları Suriye’ye iade etmesi, sonra da Esad’a mütevazı bir konukluk muamelesi yapması bu ülkenin de prestijini ortaya koymuş olacaktır.

Götürülen her şey orada kalacak olursa, Rusya, Esad’ın işlediği nice suça ve götürdüğü nice ganimete ortak olduğunu kabullendiğini gösterecektir. 

Geçmişte böyle kaçışlar çok yaşandı. Ama bir kısmı mazlumdu, kimse ses çıkarmadı. Şimdi bir zalime prim yaptıracak böyle bir hoşgörü, vicdanlarda asla kabul görmez.

Rusya, bazı uluslararası anlaşmalara taraf değil. Bunlar arasında Yüksek Adalet Divanı da var. Esad’ın yargılanma süreci başladığında onu iade etme zorunluluğu yok.

Bu da ayrı bir eksi.

Sonuçta denmek isteniyor ki Suriyeliler, sonunda  “Başımızın gözümüzün sadakası olsun” deme zorunda kalacaklar. 

Öney’den ilginç bir tespit

Metin Öney, tanıdığım en kaliteli siyasetçilerden biridir.

Rize Ardeşen doğumludur ama 1973 yılından beri İzmir’de yaşıyor. Bütün Ardeşenliler gibi onun da kendine has bir aksanı var. Aynı zamanda hukukçu ve ülke sorunlarına duyarlı bir kimliği var.

Geçenlerde Metin Öney’in de bulunduğu bir sohbet grubunda onun ilginç tespitlerini dinleme imkanı buldum.

Metin Öney, dünyadaki önemli dengelerin; Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla başladığını söylüyor ve şöyle diyordu:

“Eskiden iki kutuplu bir dünya vardı. Bir tarafta Amerika’nın liderliğindeki kutup, diğer yanda Sovyetler Birliği’nin liderliğindeki kutup. Duvarın yıkılmasıyla dünya tek kutuplu düzene geçti. Yani artık Amerika var ve sanki muhalefeti olmayan bir düzende yaşıyoruz. Her şey Amerika’nın kontrolünde ve karşısında ona dur diyecek bir güç yok. O yüzden ben, iki kutuplu dünyayı özlüyorum ve dünyaya huzurun bu iki kutuplu düzenle geleceğine inanıyorum.”

Şom ağızlılar

Neredeyse iki kişiden biri aynı şeyi söylüyor:

“Yeni yılda gör de bak. Her şeye zam geliyor. Fiyatlar ikiye katlanacak.”

Sanırsınız, bunlara bir yerlerden vahiy gelmiş.

O kadar kesin konuşuyorlar ki, sonunda kendilerini bile inandırmışlar.

Koşuyorlar marketlere, rafları boşaltıyorlar.

Bu da “Madem zam bekliyorlar, biz de yapalım” zihniyetini harekete geçiyor ve döngü başlıyor.

Dilinizi eşek arısı soksun.

Bu kötümserliği milli sporumuz haline getirenlerin bu ülkeye yaptığını, bu ülkeyi yönetenler bile yapmıyor.

İBRAHİM ORMANCI

Aile Hekimlerine yapılanları görünce, kızdığım insanlara '' Aile Hekimi olasın inşallah '' diye beddua ediyorum!

***

Enflasyon son 17 ayın en düşük seviyesindeymiş. Klasik olacak ama kim inanır? Kadir İnanır bile inanmaz!

***

Yılbaşında parayı kıyıp HİNDİ alırsam, ayın sonunu nasıl getireceğim diye HİNDİ gibi düşünürüm!

***

Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir. Tekdir ile uslanmayanın hakkı Etki Ajanı diye içeri tıkmaktır!