Daha önce yazdığım yazımda, amacı halka hizmet etmek olan kamu kuruluşlarında sendika olmaması lazım demiştim.

Evet ama, İzmir’de farkı sendikalar belediyeleri ve İzmir halkını sömürüyor!

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İZELMAN ve İZENERJİ şirketleri arasında devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde kiriz yaşandı. Sendika İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne baskı yapıyor. Bu çok yanlış bir olay. Belediye bir kamu kuruluşu, grev ve baskı yapılarak işçiye zam almak yanlış.

Sendikanın istediği zam, en düşük net ücretin 113 bin lira olması yönünde. Yıllık toplam aile yardımı, çocuk yardımı, ulaşım gibi birçok kalemde ek ödemeler yapılması istekler arasında. Bunların tamamı 53 kalem. Daha önce belirttiğim gibi sendikanın 112 günlük ücret tutarında ikramiye istemesi gibi buna benzer birçok istekleri var. 

İzmir halkı ve belediye başkanlarında, sendika yöneticilerinin isteklerinin yerine getirilmesini istemek  düşüncesi hakim!

Bu durum yanlış, sendikaların başkanları belediyeye yerleştirdikleri işçilerden kesilen aidatlardan sağladıkları konforla krallar gibi yaşamaktalar, lüks arabalar ve maaşlarla krallar gibiler.

Burada çok önemli bir konu var. İzmirli ilçe belediye başkanları bu sendika başkanlarına söz geçiremiyorlar ve istediklerini yapıyorlar.

İzmirli birçok vatandaşımız ESHOT’ta çalışan şoförler için şikayette bulunuyor ama sonuç hüsran. Alınan cevap “Onlar sendikalı, yapacak bir şeyimiz yok” deniyor. Bence çok yanlış, kraldan çok kralcı bunlar.

Kamu kuruluşları anlamında dünyanın hiçbir yerinde bu anlamda sendikalar yok. Kamu kuruluşları halka hizmet vermekte. Vatandaş hizmet alamazsa zor durumda kalır, verdiği vergiler boşa gider. Halkımız sendikaları zengin etmek için kamuya ödenen bu vergileri niye versin, halk kamudan hizmet ister.

**

Enflasyon ocak ayında yüzde 5.3 oranında yükselmiş, gayet normal. 2024 Aralık ayı enflasyonu, TÜİK’in eldeki verilerine göre neredeyse sıfır çıkacaktı. Ancak, burada önemli bir konu var, o zaman SGK ve Bağ-Kur emeklilerine yapılacak zam söz konusu idi. 

TÜİK’e göre enflasyon bu ay beklenenden yüksek çıktı, yüzde 5.03. İşimiz Allah’a kaldı diyelim. İktidar 4-5 aydır “Enflasyon tek haneye düşecek” diyor ama nasıl? Marketlerde her ürünün fiyatı her gün değişiyor ama “Enflasyon düşüyor!”

Ocak ayında mal ve hizmetlere yapılan zamlarla asgari ücretten 1.111, memurdan 2.198, emekliden ise 727 lira gitti. Maliye Bakanımız ise enflasyon yok diyor Türkiye’de, nasıl!

Evet, emekli açlığa mahkum, çarşı pazar emekliye haram olmuş. Çarşı, market ve pazarda enflasyon almış başını gidiyor ama gören de yok.

Evet, emekli “Geçinemiyoruz” diyor ama dinleyen var mı?

 Almanya Avrupa’nın vitrini

Avrupa ekonomisinin vitrini son yıllara göre Almanya idi. 20-30 yıl önce dünyada bundan daha zengin  bir memleket olmadığını düşünürdük ama bugün her şey değişti.

Almanya’nın büyük kentlerinin sokaklarında neredeyse her gün on binlerce kişi protesto gösterisi düzenliyor, yetkililere karşı.

Eskiden Almanya’da yüzlerce tür sosis vardı, şimdi ise yüzlerce çeşit hakaret var. Almanlar hükümetten daha düşük vergiler, daha yüksek ücretler talep ediyor, işletmeleri iflastan ve çalışanları işten çıkarmaktan korumak istiyorlar. Kira oranları o kadar yükseldi ki, Berlin ve diğer kentlerde insanlar evsiz kaldılar. Kitlesel grevler Almanya’da rutin hale geldi, geçtiğimiz günlerde sanayi işçilerinin protestosu nedeni ile tüm toplu taşıma araçları bir gün boyunca durdurulmuş oldu.

İşsizlik yetmiyormuş gibi bir de göçmenlerin Almanya’da cirit atması Alman halkını zor durumda bırakıyor. Evet, son günlerin Almanya’sı bu.

Akkuyu Nükleer Santrali

Wall Steet Journal, Amerikalı finans şirketi JP Morgan’ın, Rus şirketi Rosatom’un Türkiye’de Akkuyu  Nükleer Santrali’nin inşasını garanti altına almak için kullandığı 2 milyar doları dondurduğunu bildirdi.

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yapacağı görüşme öncesi kozlar da paylaşılacak. Türkiye üzerindeki kontrolün güçlendirilmesi gibi sorunların çözümü gündemde.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşaatının hazırlık ve başlangıç döneminde, yani 2016-2018 döneminde işletme sermayesinin Batıdaki sahalara yerleştirilmesi standart ve işleyen bir uygulamaydı.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali insanlık tarihinde, bir devletin kendi topraklarından başka bir toprakta kendisine ait olacak nükleer santrali kurması şeklinde ilk proje olması bakımından özel bir öneme sahip Akkuyu.