Ekonomiler de canlı organizmalar gibi tepki verir. Bir anda kur değişir, CDS, hareketlenir, borsa alışılmışın dışında aşağı ve yukarı hareketlere girişir. Her birisinin farklı bir tepki ile dengelenme yöntemi vardır şüphesiz. Bunun zamanı ve miktarı ile süresi iyi izlenmeli ve doğru kararlar alınmalıdır.
19 Mart öncesi 36,6 ₺/$’dan devam eden bir kura, CDS’ler de 240 puanlar seviyesinde eşlik etmekte idi. Faiz oranlarında belirgin bir düşme eğilimi, piyasalarda güven endekslerinde 100 puan seviyelerinde gelişmeler ve özellikle üretici ve tüketici güveninde iyileşmeler söz konusu idi. Finansmana ihtiyacı olan işletmeler için ufukta “kara” görünmüştü. Hükümet, bu sürecin bu şekilde devamından, enflasyonun düşüş seyrinden ve cari açığa yönelik pozitif gelişmelerden memnundu. 
Ne olduysa 19 Mart operasyonları ile bu duruma ilişkin kaotik bir durum ortaya çıkmış oldu. Başta CHP Kongresine yönelik iptal talepleri, savcılığa suç duyuruları, “kent uzlaşısı”na olan tepkiler ve bir takım şaibeli akçeli konular gerekçe gösterilerek İstanbul Büyükşehir ve ilçe belediyelerinde operasyonlar başlatıldı.
Sonrasında yaşananlar herkesin gözü önünde oldu. Sokak eylemleri ile başlayan gelişmeler bir tepkisel durum ortaya çıkardı. Şimdilerde Türkiye’de siyasi otorite ve yargı destekli operasyonun ekonomik sonuçları kısmen kontrol altına alınmış olsa da hâlâ bıçak sırtı bir durum söz konusudur.
İlk tepki şüphesiz kur ve CDS cephesinden geldi. Borsa buna eşlik etti. Kur bir anda % 15 yükseldi, gün içinde 42 TL/dolar seviyeleri görüldü. CDS 350’ye dayandı. 
Ekonomi cephesinin bu durumu öngörüp önlem aldığı düşünülebilir. Sonuçta 172 milyar dolar rezerv seviyesi -60 milyar dolarlardan bugüne geldi. Olaylara müdahale kapasitesine sahip bir TCMB bulunmaktadır. Konu her kesimde ayrıntılı olarak tartışıldı. Taraflar, oydaşlarına durumu anlattı da ekonomi onu bekleyene kadar kendi pozisyonunu almıştı. Dolar, CDS ve borsa cephesi yeni bir dengeye yönelmişti.
Ancak ekonomi yönetimine yaklaşık 30 milyar dolarlık bir rezerv azaltmaya sebep olan bu durumda dolar 38₺/$ seviyesine çekilmiş oldu. CDS 320 seviyesine çekildi, borsa ilk şoku atlattı.    
Ancak Merkez Bankası kuru kontrol edebilmek için likiditeyi çekmeye ve bunu pahalı hale getirmeye çalıştı. Kur 38.00’de tutulurken, gecelik faizler % 46’ya çıktı. Aylık vade yeniden % 48’e yöneldi..
Devletin ikilemi şurada idi: Ya bütün bu şikayetler, şayialar ve ortada suç teşkil edecek gelişmelere karşı, ekonomide “Aman bir tatsızlık çıkmasın” modunda devam edecek; ya da ne olursa olsun üstüne gidecekti… Gitti. Bayram önü, çarşı karıştı… 
Toplanan ekonomik mühimmatların bir kısmı bu operasyonda kullanıldı. Ekonominin normalleşmesi ekonomik reçeteler kadar, siyaset ve hukukun normalleşmesine bağlıdır. Hak namına hukuksuzluk hoş görülemeyeceği gibi ekonomide bir sorun yaşanmaması adına da başka bir hukuksuzluğa fırsat verilmemelidir.