Bugünkü yazımda, gazetemiz Yeni Bakış’ın köşe yazarı, yılların eğitimcisi bir arkadaşımın, bir dostumun, Gündoğdu Yıldırım’ın son kitabı olan “Türkiye’de Türkler”i tanıtmaya çalışacağım.
Yeni kitabı, “Türkiye’de Türkler’i tanıtırken, kitabın yazarı 25 yıldır Türk eğitim ordusunun içinde, Cumhuriyet’i ve Türk aydınlanma devrimlerini özümsemiş, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda eğiterek öğrettiği, yararlı bilgilerle donattığı binlerce öğrencisine bunları aktarmaya çalışan Gündoğdu Yıldırım’ın 11. kitabı “Türkiye’de Türkler”i, kısa bir özetiyle tanıtacağım.
Yeni Bakış’ın köşe yazarı eğitimci Gündoğdu Yıldırım’ın, daha önce yayınlanmış “Türküler Susmaz” ve “Tipi”, roman türünde “Arap Kızı”, “Şevket ve Ben”, “Sultan”, “Mülteci”, “Bir Başka Köşeden”, eğitim alanında “Nasıl Bir Eğitim”, bir diğeri “Memleket Sevdası” ve bir önceki kitabı “Ey Aşk”tan sonra 11. kitabı “Türkiye’de Türkler”in de kitapçıların raflarındaki varlığı devam ediyor.
Kitabının kapağında, ünlü Türk şairi Nazım Hikmet’in bir şiirinden alıntı yaparak;
“Dörtnala gelip uzak Asya’dan,
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde dişler kenetli,
Ayaklar çıplak.
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
Bu cehennem, bu cennet bizim”
diyen, aynı zamanda gazetemiz Yeni Bakış’ın köşe yazarı Gündoğdu Yıldırım, devamla şöyle anlatıyor kitabını, kapak tanıtım yazısında:
“Alp Arslan komutasındaki Büyük Selçuklu Devleti’nin 1071’de Malazgirt Savaşı’nda Bizans ordusunu mağlup edip galip gelmesiyle, Anadolu’nun kapısı Türklere açılmış; Osmanlı Devleti’nin 1453 yılında İstanbul’u Bizanslıların elinden almasıyla bu topraklar, bu ülke, bu memleket bizim olmuş. Mustafa Kemal’in “Türk Milleti’ni yüz yıllardır yok etmek için yapılan büyük suikastin son halkasıdır” diyerek tanımladığı Sevr’i kendi önderliğinde yırtıp tarihin çöplüğüne atan, Başkomutan Mustafa Kemal’in komutasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yönettiği Milli Mücadele’nin kazanılarak, Kurtuluş Savaşı Destanı’nın yazılması ve Anadolu’dan düşmanın kovularak o büyük, o kutsal, o haklı zaferin yaratılması, haksız, hukuksuz ve kanlı işgali yaratan düşman güçlerinin yurt sathından temizlenmesi sonucu kurulan Cumhuriyet’in ilanıyla da “Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti” vücut bulmuş.
“Bir karış toprağımızı, bir çakıl taşımızı kimselere vermeyiz. Toprağımızda gözü olanın gözünü oyarız” son sözümüzdür demişiz ve gerektiğinde gereğini de yapmışız tarih boyunca. Bundan sonra yapacağımızdan da hiç kimsenin kuşkusu olmasın” diyor Gündoğdu Yıldırım.
Ben, köşe yazarı olarak uzayıp giden öykünün devamını, kitabın ilerleyen sayfalarında okumanızı öneriyorum.
Yazarın mail adresi: