İşletme açmaya yeltenenlerin karşılaştıkları en önemli zorluklardan biri de itfaiyeden alınacak olan izin belgesidir.

İtfaiye müdürlükleri, bu izin belgesini kılı kırk yararak, işletme sahibini hayattan bezdirecek noktayla getirerek verirler.

Tecrübeleri sabit olduğundan titizlikleri aslında can kaybına yol açacak bir iş yapmamalarıdır.

Ama bu, hep bir ‘Engel’, bir ’Acaba?’ algısına yol açar.

Bolu yangını, bu soru işaretlerinin ve onun berisinde kurdeşen döktürmenin belgeseli olmuştur.

Bundan sonra itfaiyelerin bu tür belgeleri vermekte daha da titiz davranacağı aşikar. Ve tabii yine kılı kırk yararak.

28.01.2025 Ef04Cd57 2Daa 4F63 A4

Ne zamana kadar?

Bolu Kartalkaya Oteli yangını unutulana kadar.

Sistemde belli kurallar, kıstaslar, daha objektif kriterlere dönüştürülürse ve “ikna olmanın” pratiği de sağlanırsa problem çıkmaz. Onun için bu sürecin hem sıkıntılı geçeceği, ama hem de bu tür işlemlerde bir yapılandırmayı da gerektirdiği için bu yolda çalışmaların olacağı aşikar.

Duyduğumuz o ki, bazı belediyelerde bu konudaki başvuru dosyaları Bolu’ya odaklanmış halde bekletiliyor.

Abartı mı, yoğurdu üfleyerek yemek mi , anlayacağız.

O da tarihe karıştı

Doların 2, Euro’nun 2.5 lira olduğu yıllarda devlet de belediyeler de mensuplarını yurt dışına gönderir, oradaki yenilikleri ve uygulamaları öğrenmelerini sağlamayı hedeflerlerdi.

Zaman zaman ziyaretten çok geziye dönüşen bu gidivermeler, kurlardaki müthiş artıştan sonra tarih oldu. Özellikle belediyeler için.

Oysa bu tür uygulamalar, iyi kullanılırsa çok da yararlı sonuçlar sağlıyordu. Oralardaki teknik gelişmeler, mevzuatlar, görerek öğrenilecek şeylerdi. Devlet bunu büyük ölçüde sürdürüyor ya da oradaki temsilcilikleri de kullanarak sonuca ulaşmaya çalışıyor ama belediyeler, hem kısıtlı bütçeleri, hem de tasarruf tedbirleri nedeniyle mahrum bırakılmış durumda.

Daha 10 yıl önce belediyelerin bütün meclis üyelerini sırf kafa dağıtsın diye yurt dışına gönderdiğini unutmayalım. Böyleleri de bütçeyi fazladan zorlayan şeyler değildi. Çünkü kurlar makul seviyede seyrediyordu.

Gelişmiş ülkelerde ne olup bitiyor, bundan sonra kolay kolay öğrenemeyeceğiz. Ya kendi zekamıza, ya yapay zekaya sığınıp kendi kulvarımızda yürüyeceğiz.

Durum bunu gösteriyor.

Tasarruf Bakanlığı kurulmalı

Hem de acilen. Bu bakanlık, Külliye’den başlayarak emekliye uzanan bir koridorda ciddi bir çalışma yapmalı, Külliye’deki ampullerin watlarını düşürdükten sonra emeklinin 14 bin lirayla nasıl geçindiğinin tahliline yönelmelidir.

Külliye’nin bazı birimlerinde iki öğünle geçiştirilirken emeklinin nasıl olup da üç öğün yemek yemesinin (!) sırrı çözülerek yeni bir strateji geliştirilmeli, daha sonra dünyaya örnek olarak bir plan ortaya çıkarılmalıdır.

Tasarruf bakanı ve maiyetine otobüs kartı verilmeli, kent lokantalarından yemeleri sağlanmalı ve onların da tasarruf adına öncü oldukları mesajı verilmelidir.