Dikkatlilik, dikkati belirli bir şekilde odaklamak anlamına gelir: bilinçli olarak, şimdiki anda ve yargısız bir şekilde.
Farkındalık, kişinin bilincini şu andaki gerçekliğe göre canlı tutmasıdır.
Meta-dikkatiniz güçlendiğinde, dağılan dikkatinizi hızla ve sıklıkla geri kazanabilirsiniz ve dikkatinizi yeterince hızlı ve sık geri kazandığınızda, sürekli dikkat etkisi olan konsantrasyonu yaratırsınız.
Mutluluk, zihnin varsayılan halidir. Mutluluk, peşinden koştuğunuz bir şey değildir; izin verdiğiniz bir şeydir.
Rahatlamış bir zihin yaratıcı düşünmeye zemin hazırlar.
Başkalarına sunabileceğimiz en değerli hediye varlığımızdır.
Bir duyguyu görebildiğiniz an, artık onun içinde tamamen kaybolmuş değilsinizdir.
Biz duygularımız değiliz. Duygular hissettiklerimizdir.
“Kişinin kendi üzerinde ustalaşmasından daha büyük veya daha küçük bir ustalık olamaz.” — Leonardo da Vinci
Olumsuz bir düşüncenin veya duygunun ortaya çıkmasını engelleyemeyiz ama onu bırakma gücüne sahibiz.
“Eğer dışsal bir şey tarafından sıkıntıya girerseniz, acı o şeyin kendisinden değil, ona verdiğiniz değerden kaynaklanır; ve bunu istediğiniz anda ortadan kaldırma gücüne sahipsiniz.” — Marcus Aurelius
Tetiklendiğinizde durun, nefes alın, farkına varın, düşünün ve tepki verin.
Gerçek motivasyon özerklikten (kendi hayatımızı yönetme isteği), ustalıktan (önemli bir şeyde giderek daha iyi olma arzusu) ve amaçtan (yaptığımız şeyi kendimizden daha büyük bir şeye hizmet etmek için yapma özlemi) gelir.
Bir şeyi başarmak, kendinizi onu başarıyor olarak hayal ettiğinizde çok daha kolaydır.
Nörobilim’e göre, olaylar gerçekleşmeden önce beyin, neyin olma olasılığı en yüksek olduğuna dair bir tahminde bulunuyor.
“Bir şeyi yapabilmek için önce kendinizden bir şeyler beklemelisiniz.” — Michael Jordan
İnsanlar ilham almak ister. Sahip olduğumuz her hizmet arzusu ve gerçekleştirdiğimiz her hayırseverlik eylemi başkalarına ilham verir.
İyimser insanlar, aksiliklerin geçici olduğunu, belirli koşullarla sınırlı olduğunu ve sonunda çaba ve yetenekle üstesinden gelinebileceğini düşünürler.
“Kişi neyi sık sık düşünür ve kafa yorarsa, zihninin eğilimi o olur.” — Buda
“Başkalarıyla gerçekten ilgilenerek iki ayda, diğer insanların sizinle ilgilenmesini sağlamaya çalışarak iki yılda edinebileceğinizden daha fazla arkadaş edinebilirsiniz. Bu, bir arkadaş edinmenin yolunun arkadaş olmak olduğunu söylemenin başka bir yoludur.” — Dale Carnegie
Şefkat, başkalarının çektiği acılara karşı kaygı duyma ve bu acıların hafifletilmesini isteme duygusuyla donatılmış bir zihinsel durumdur.
Etkilemenin ilk kuralı, hepimizin zaten buna sahip olmasıdır. Yaptığımız veya yapmadığımız her şey, söylediğimiz veya söylemediğimiz her şey, diğer insanlar üzerinde bir etkiye sahiptir.
İnsanları en etkili şekilde etkilemenin yolu, onların istediklerini elde etmelerine yardımcı olmak ve bunu yaparken hem kendinize hem de daha büyük iyiliğe hizmet etmek olmalıdır.
Dünya barışı içeriden dışarıya doğru yaratılabilir ve yaratılmalıdır.
Zihin normalde sürekli bir ajitasyon halindedir. Derin zihinsel gevşeme ve uyanıklıkla, zihin sakinlik ve berraklığa yerleşir. Bu zihinde, içsel mutluluk doğal olarak ortaya çıkar.
“Toplumsal olarak meşgul tüm bu çalışmalarla, önce zihni sakinleştirmek için Buda’nın öğrendiğini öğrenmelisiniz. O zaman harekete geçmezsiniz; hareket sizi alır.” — Thich Nhat Hanh