2023 yılı biterken futbolseverler aynı hafta 2 derbi maçı birden izleme fırsatı bulacaklar. İlki 24 Aralık’ta Fenerbahçe-Galatasaray Süper Lig maçı ve 5 gün sonra Suudi Arabistan’da Süper Kupa finali var. Futbol ziyafeti anlamında keyifli bir yıl kapanışı olacak. Elbette ki Cumhuriyet’in 100. yılında kupa finalinin ülkemizde oynanmasını gönül arzu ederdi, ancak duygusal ve siyasi gerekçelerle başkent Riyad’da oynanacak.
Kamuoyunda konuşuluyor, bazı kalemler de bu hususta yazdılar. Her iki takımın futbolcuları, teknik ekibi ve yöneticilerinden bazılarının Arabistan’a gitmişken aynı zamanda Umre yapmak istedikleri ifade ediliyor. Hristiyan alemi Noel kutlaması yaparken Müslüman futbolcuların da yeni yıla umre yaparak girmesi kadar doğal bir şey yok, şimdiden Allah kabul etsin.
Bu konuya neden dikkat çektiğimizi şimdi açıklayalım. Futbol takımının İstanbul’dan Riyad’a gidiş dönüş uçak biletleri, konaklama transferleri, otel ücretleri, yemek paraları vs. anlaşmalı sponsor firmalar tarafından karşılanıyor. Bu açıdan kulübe, yöneticilere veya futbolculara bir maliyet söz konusu değil.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1-b maddesinde kurumlar tarafından yapılan sponsorluk harcamaları Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınıyor. Futbol profesyonel branş kapsamında yer aldığı için indirim oranı yüzde 50.
Sponsorluk harcamasının tanımı 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Tebliğinde şöyle açıklanıyor; “Sponsorluk harcamaları, ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olmayan veya ilişkisi ölçülemeyen, sosyal amacı öne çıkan harcamalar olup ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olan reklam harcamalarından farklılık arz etmektedir.”
Görüleceği üzere ticari maksattan ziyade sosyal amacı öne çıkan harcamalar olarak ifade ediliyor. Pekala, sponsorluk harcamalarının kapsamına bir göz atalım, ne kadar sosyal değerlendirelim.
1-) Resmi spor organizasyonları için yapılan saha, salon veya tesis kira bedelleri,
2-) Sporcuların iaşe, seyahat ve ikamet giderleri,
3-) Spor malzemesi bedeli,
4-) Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün uygun göreceği spor tesisleri için yapılan ayni ve nakdi harcamalar,
5-) Sporcuların transfer edilmesini sağlayacak bonservis bedelleri,
6-) Spor müsabakaları sonucuna göre sporculara veya spor adamlarına prim mahiyetinde ayni ve nakdi ödemeler,
Sponsorluk harcaması olarak değerlendiriliyor.
Bu maddelere baktığımızda hangi harcama kaleminin sosyal yönünün kuvvetli olduğunu kamuoyunun takdirine bırakalım.
(2) numaralı bölümde belirtildiği gibi yemek, seyahat ve konaklama ücretleri de sponsorluk kapsamında ticari kazançtan indirilebiliyor. Dolayısıyla yüzde 25’lik vergi tutarı kısmını halk olarak aslında biz finanse etmiş oluyoruz.
Fenerbahçe ve Galatasaray’ı İstanbul’dan Riyad’a uçakla götüren, yediren içiren, otel parasını veren, üstüne bir de umre yapmalarını sağlayan harcamaların bir kısmını halk karşılıyor. Evet, ironik bir durum!
Riyad yolcularının ceplerinden para çıkmamakla birlikte vatandaşın sponsorluğunda umre yapmanın makbuliyetine elbette karar verecek belli, ancak fetva makamı olmamakla birlikte üzerinde düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim.