Son üç gündür süren görüşmelerin ardından, Avrupa Konseyi başkanlığı ve Avrupa Parlamentosu müzakerecileri, yapay zekâ üzerine uyumlu kurallar içeren, "yapay zekâ yasası" olarak da bilinen öneri konusunda geçici bir anlaşmaya vardı. Taslak düzenleme, Avrupa pazarına yerleştirilen ve AB'de kullanılan yapay zekâ sistemlerinin güvenli olmasını, temel haklara ve AB değerlerine saygı göstermesini amaçlıyor. Bu tarihi teklif aynı zamanda Avrupa'da yapay zekâ üzerine yatırım ve inovasyonu teşvik etmeyi hedefliyor.
Yasaya göre, Avrupa Birliği’nde faaliyet gösteren yapay zekâ teknoloji şirketleri, dil modellerinin eğitimleri için kullandıkları verileri açıklamak zorunda kalacaklar. Özellikle otonom araçlar ve sağlık hizmetlerinde kullanılan yapay zekâ modelleri çok fazla risk kontrolünden geçecek. Ayrıca, yasanın ihlal edilmesi durumunda teknoloji şirketlerinin, gelirlerinin büyüklüğüne ve ihlalin ciddiyetine bağlı olarak yüzde yediye kadar varan cezalara çarptırılacağı açıklandı.
Müzakereler esnasında tartışılan bir diğer madde, uzaktan biyometrik gözetim yani halka açık yerlerde kamera verileri aracılığıyla yüz tanımlama sistemleri üzerineydi. Hükümetler bu sistemlerinin yasaklanması konusunda, yasal yaptırım ve ulusal güvenlik amaçları için istisnalar istedi. Anlaşma, gerçek zamanlı yüz tanımasının yasaklanmasını içerse de sınırlı sayıda istisna olabileceğine karar verildi.
AB'nin bu yasa tasarısı, dünya genelinde giderek artan bir şekilde karmaşıklaşan yapay zekâ düzenlemeleri arasında en kapsamlısı olarak dikkat çekiyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde Başkan Joe Biden'ın ekim ayında yapay zekanın ulusal güvenlik ve ayrımcılık üzerindeki etkilerine odaklanan bir kararname imzalaması ve Çin'in, yapay zekâ dil modellerinin sosyalist temel değerleri yansıtma gerekliliği konusundaki düzenlemeleri hayata geçirmesiyle birlikte, Avrupa Birliği'nin adımı küresel anlamda bir öncülük olarak değerlendiriliyor.
Yapay zekâ hukuku Avrupa’nın gündeminde
Melih Yonsel
Yorumlar