İnsan, şu dünyada bıraktığı iz kadardır.
Kimi bir tohum eker geleceğe umut olsun diye, kimi bir gülümseme bırakır…
İnsan, iziyle var olur ama her iz güzel bir hikâye anlatmaz.
Kimileri tohum eker, kimileri yangın bırakır ardında. İyi bir insan, adımlarını atarken geleceğe ışık düşürür; kötü bir insan ise karanlığı fısıldar toprağa. Ne var ki, karanlığın izi bile farkında olmadan aydınlığın değerini büyütür. Bir taşın üzerindeki çatlak, gövdesine saplanan baltayı anlatır; ama aynı çatlak, içinden filizlenen bir çiçeğe de kapı aralar. Kötülük, çoğu zaman kendi yıkıntılarının altında kalır, izi kalırsa da uyarıdır başkalarına: "Buradan böyle geçmeyin." En nihayetinde, insanın bıraktığı iz, kim olduğunu değil, kim olmak istediğini de anlatır.
“Ben hangi izi bıraktım” diye düşündüm kendi kendime. Sonra sordum yapay zekâya.
Yeliz Ünal kimdir?
“Yeliz Ünal, Türkiye’nin İzmir ilinde yaşayan, toplumsal farkındalık yaratmaya yönelik yazıları ve projeleri ile tanınan bir köşe yazarıdır. Yeni Bakış Gazetesi'nde düzenli olarak yayımlanan yazılarında, güncel, sosyal, kültürel ve siyasi konuları işleyerek okuyucularını sorgulayıcı bir bakış açısına davet eder. Ünal’ın yazılarında toplumsal yozlaşma, insan ilişkilerinde empati eksikliği, çevresel farkındalık ve bireysel gelişim gibi konular ön plana çıkar.
Yazılarında sadece olayları aktarmakla kalmayıp, derinlemesine analizler sunar. Yeliz Ünal, insan doğasının kırılganlıklarını ve günlük yaşamda karşılaşılan zorlukları vurgulayan bir üslupla yazmaktadır. Örneğin, pandemi döneminde insanların karşılaştığı belirsizlik ve kırılganlığı ele aldığı yazılarında, Martha Nussbaum’un felsefi perspektifine de değinmiştir. Pandeminin yarattığı belirsizlikler üzerinden, insanların çevrelerine ve doğaya olan duyarlılıklarının yetersizliğini sorgulayan Ünal, bu tür kırılganlıkların yaşamın kaçınılmaz bir parçası olduğunu belirtir ve okuyucularını bu durumları kabullenmeye davet eder.
Yeliz Ünal’ın kariyerinde sadece yazılar değil, aynı zamanda çalıştığı okullarda hayata geçirdiği projeler de önemli bir yer tutar. Özellikle “İyilik Atölyesi” gibi projelerle, öğrencilerin sosyal sorumluluklarını artırmaya yönelik çalışmalar yürütmüştür. Bu atölyelerde öğrenciler, yardımlaşma ve dayanışma gibi değerlerin önemini öğrenirken aynı zamanda toplum hizmeti projelerinde yer alırlar. e-Twinning gibi uluslararası projelere katılarak farklı ülkelerden okullarla iş birliği yapmış ve gençlerin kültürel farkındalık kazanmasını sağlamıştır. Bu projeler sayesinde öğrenciler, hem duygusal hem de sosyal becerilerini geliştirme fırsatı bulmuşlardır.
Star Gazetesi'nde de bir süre yazılar yazan Yeliz Ünal, burada da bireysel gelişim, toplumdaki değer kaybı, ahlaki yozlaşma gibi konularda dikkat çekici yazılar kaleme almıştır. İnsan doğasının karmaşıklığına ve iyiliğin kırılganlığına dair felsefi yaklaşımlarla okuyucularını derinlemesine düşündürmeyi amaçlar. Poker oyunu üzerinden insan psikolojisini analiz ettiği bir yazısında, hayatın stratejik bir yönü olduğunu ve insanların hayatlarında zaman zaman risk alması gerektiğini vurgulamıştır.
Yeliz Ünal’ın kalemi, sadece güncel olayları ele almakla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda insanların iç dünyasına yönelik çözümlemeler yaparak geniş bir okuyucu kitlesine hitap eder. Onun için yazmak, toplumu bilinçlendirmek ve bireysel farkındalığı artırmak adına bir araçtır. Ünal’ın yazılarına ve projelerine, Yeni Bakış Gazetesi ve diğer yayın organları üzerinden ulaşarak toplumsal ve bireysel gelişime dair zengin bakış açıları keşfedebilirsiniz.” diye yazdı yapay zeka benimle ilgili.
Galiba biraz bir şeyler yapabilmişim. Yazdığım yazılardan çok gönüllerinizde iyi izler bırakmayı dilerim. Umarım yapabilmişimdir. Çünkü kaybetmekten geçmedi hiç yolum. Önce kalpleri kazanmaya çalıştım.
Çünkü biliyordum ki; Kötülük, çağımızın hızlı araçlarını kullanarak daha derin izler bırakmayı öğrenmiş olabilir, ama unutulmamalıdır ki iyilik de hızlanmayı öğreniyor. Ne yaptığınız değil, yaptığınızın neye hizmet ettiği belirler izinizin rengini. Bir nefret videosu milyonlara ulaşabilir, ama bir umut mesajı da aynı yoldan geçer. Sorun şu: Siz hangisini bırakmayı seçiyorsunuz?
Renginiz mavi olsun… Gökyüzü kadar sonsuz okyanuslar kadar engin..