Sanatta bir terim vardır: Kitsch (Kiç). Bu kelime ilk kullanılmaya başlandığında; "çirkin", "rüküş", "zevksiz" gibi kelimeleri tanımlıyormuş, ancak bir süre sonra kelimenin anlamı değişmiş ve sanatsal değeri olmayan, genel beğeni düzeyine uydurulmuş şeyleri ifade etmiş. Genel olarak bir değer ya da sanat ifade etmeyen ancak beğeni toplayan şeyi anlatan bu değişim nasıl gerçekleşmiş olabilir sizce?
Çirkinlik, zevksizlik alışkanlık haline gelip de, insan tarafından benimsenmeye başladığında sıradanlaşıyor ve hatta genel beğeni haline bile gelebiliyor. İşte tam da bu durumu anlatıyor Kiç. Çoğu kimsenin bilmediği bu kelime günümüz yaşantısını ne kadar güzel anlatıyor oysa.
Yüzeysellik, ucuzluk, gösterişçilik, kendisini olduğundan daha değerli ya da önemli gösterme hali, rüküşlük, sıradanlık alıp başını gitmişken nasıl da toplumu peşinden sürüklüyor. Hiçbir anlam ifade etmeyen TV programları kadar ne yaptığı belli olmayan sosyal medya fenomenlerinin izleyici ve takipçi sayılarına bakıldığında açık ve net olarak görülecek olan bu durum bundan yıllar önce yaşansa bayağı ve sıradan bulunurdu.
Gözümüzün içine soka soka alıştırıldık ucuz, bayağı ve sıradan olana. Sadece TV veya sosyal medya değil ucuzlayıp, çirkinleşip ama milyonları peşinden sürükleyen.
Kitsch, asla vazgeçilmeyen kartonpiyerlerdir. Kitsch; televizyonun üzerindeki dantel örtüdür. Kitsch; renkli camdan yapılmış meyve tabağında duran bal mumu meyvelerdir. Çirkindirler ama oradadırlar... Kitsch, içinde aşk olmayan birlikteliktir; sıradandır. Kitsch, çirkin ve kullanışsız olduğu halde moda diye para harcanılan şeydir. Hiçbir bilgisi olmadığı halde görmeye alışık olduğumuz için dinlediğimiz kişidir Kitsch.
Hiçbir yetkinliği olmadığı halde açıklama yapmaya yetkin görünen kişiler, gereken donanıma sahip olmadığı halde hak etmediği konumda bulunanlar, adabı muaşeretten uzaklaşan halk, bireysel ahlaktan uzak yaşamlar, hileyi kazanç haline getirenler, insan kazıklamayı ticaret zanneden esnaf, krizi fırsata çeviren fırsatçılar vs. vs. liste çokkk ama çokk uzun. Velhasılıkelam önemli olan nokta şu ki; bu tür yozlaşmaya o kadar alıştık ki bunlar sıradanlaştı.
Sabah yayınlanan sabah/gündüz kuşağı programlarına dönüp bir bakın lütfen. Ne kadar yozlaştığımızın en güzel örneklerinden birisi. Ve bu programları heyecanla izlemek için bekleyen topluma bakın lütfen. İşte bu da o yozlaşmayı ne kadar kabullendiğimizin en güzel örneklerinden.
Kiç, çağımızda yaşamın tüm alanlarını, endüstri ürününden geleneksel el sanatlarına; şiirden mimariye; resimden heykele; müziğinden sahte duygu gösterilerine kadar her şeyi etkilemiştir.
David Hume der ki; “Güzellik yalnız bakanın zihnindedir” o zaman diyebiliriz ki; eğer zevkler var olmasaydı, zevksizlik ve kitsch de var olmazdı. Zevkin, hazzın zıt olanıdır Kiç.
İşte tam da bu yüzden insan özlem duyar eskiye. Gerçeğin, süslenerek maskelenmesi bizi eskiye yöneltir. Özlem duyarız. Doğal olanı yaşamak yerine taklitlerini yaşamayı seçtiğimiz için özlem duyarız eski günlere. Çirkinleşip, sıradanlaştığımızdandır eskiye duyulan özlem.
İşte böyle sayın okuyucu, biliriz ki; eskiler, eskiden güzeldi. Tekrar gelmeyecek, tekrarı olmayacak! Onun içindir ki, bayağı olanı kabullenmek yerine geri gelmeyecek zaman akıp giderken en iyisini hak ettiğinizi unutmayın. Sıradan olana alışmak zorunda değilsiniz. An ve siz bir daha olmayacaksınız.
Ylz der ki; eskiyi özlemek yerine geleceği güzelleştirelim.
Kitsch
Yeliz Ünal
Yorumlar